EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Beste Kırmacı

Beste Kırmacı

İlk / yeni albümünüz Yavuz Plak etiketi ile raflarda yerini aldı: Bu Köy Adam. “Annemin bana, ben henüz doğmadan koyduğu isim, yıllar içerisinde sadece bir isim olmaktan çıkıp müziği her yönüyle yaşamak, onu bir hayatta kalabilme aracı olarak görmeme neden oldu” demişsiniz ki o ilk şarkılar nerede döküldü, müzisyen olma yolunda o ilk adımlar nerede atıldı?

İnsanların taşıdıkları isimlerin, karakterlerine yansıdığına ve hayatlarına yön verdiğine inananlardanım. Çocukluğumda oyuncaklarla oynadığımı hiç hatırlamıyorum. Benim oyuncaklarım kasetler, CD’ler ve enstrümanlardı. İlk şarkların temelleri bu döneme kadar iniyor olabilir, kim bilir :)

Beste Kırmacı
Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü kazanıyorsunuz sonra ve üniversite yıllarında gitarınız eşliğinde şarkılar söyleyerek de ilk kez sahnelerle tanışıyorsunuz. Gerek bu eğitim, gerekse sahne deneyimi daha sonrası sizi bizimle buluşturacak bu albüme doğru sürüklüyor. Bu birikimler sizi ne kadar hazırlıyor peki, o ilk adımlar nasıl atılıyor?

Eğitimini aldığım, çok sevdiğim, her gün yeni şeyler öğrenmeme ve kendimi geliştirmeme olanak veren bir iş yapıyorum. Her zaman yeteneğin eğitimle desteklenmesinin daha kaliteli işler ortaya çıkaracağına inanıyorum. Bence sadece eğitim yada sadece yetenek sizi belli bir yere kadar götürebilir. Tabii ki bütün bunlar çok çalışmakla birlikte harmanlanmalı.

Albümde yedi şarkı dinliyoruz ve sözleri müzikleri size ait, hiç cover yok mesela ya da isminden destek alacağınız birinin şarkısı, bugünlerde böylesi bütünü bir halleri, çıkışları özledik doğrusu. Bu şarkıların hikayesi nedir peki, nasıl ruh halleri size yazdırdı, besteletti, söyletti.

Ankara’lıyım ve şarkılarımın tamamını Ankara’da besteledim. Yaşadığı şehirden beslenen insanlardanım kısaca. Şarkılarımın ana duygusu da doğup büyüdüğüm şehir gibi belki de, gri bir renk hakim. Biraz umut dolu, çokça melankolik, kalabalıklardan izole, bu durumdan biraz memnun biraz da kabuğunu kırmak isteyen, özlem, haykırış içeren şarkılar olarak tanımlayabilirim.

Beste Kırmacı
Albümün rengi şu ya da Beste Kırmacı’nın tarzı bu diyemiyoruz, sanki bazı sesler, bazı şarkılar ya da albümler böyle bir şey dememizi de gerektirmiyor. Kendinize özel bir sound yaratmışsınız ki bizlerin tekrarlardan sıkılan ruhlarına güzel dokunuşlar bunlar. Bunun için özel bir çaba harcadığınızı düşünmüyorum ama artıları ya da eksileri nedir, nasıl bir hazırlık halidir merak da ediyorum.

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Dİnleyicilerden aldığım en fazla geri dönüşlerden biri aslında bu. Tarzımın ve şarkılarımın farklı olmasına rağmen, insanlara samimi ve sıcak gelmesi. Bence müzik piyasasındaki en büyük sıkıntı en basit haliyle anlatmam gerekirse artık yapılan şarkılarda genelde aynı alt yapıların kullanılması,çokça vokal düzeltmelerinin kullanılması ve işin kolayına kaçılması. Aynı isimlerin, hemen hemen aynı şarkı sözleri ve melodileriyle yıllardır dinleyici kitlelerine hitap etmeleri bu yüzden belki de, ”piyasa”yı kaybetmemek. Tabii ki ben de müziğime değer veren, konserlerime gelen çok sayıda insan olsun isterim. Çünkü ortaya çıkardığınız eserler, karşısında muhattap bulunca değer kazanır ve büyür. bu şekilde kendini geliştirir ve içsel tatmini yakalar.İçinizden gelerek, yaşadığınız ve hissettiğiniz şeyleri notalara dökmenin, yüreğiniz ile diliniz arasındaki mesafeyi kısa tutmanın, piyasaya oynamaktan çok daha değerli ve doğru olduğunu düşünüyorum.

Albüm yolculuğunuzda kimler size gücünü kattı, kimler bu albümde enstrümanları ile size eşlik etti. Derken albüm raflarda yerini aldı ve sahneden de şarkıları dinleyicilerinizle paylaştınız. Peki o ilk tepkiler nasıldı, bir ilk albüm ki heyecanı yüksek değil mi?

Benim için çok keyifli, yorucu ve heyecanlı günler. Daha önce de bahsettiğim gibi albümün dinleyicilerinden gelen tepkilerden en yoğun olanı, şarkılarımın ve tarzımın farklı, alışılmadık ve samimi oluşu sanırım. başından beri inanan ve destekleyen Yavuz Asöcal, Yavuz Burç Plakçılık ve Avrupa Müzik ailesi ve ayrıca albüm kayıtlarını beraber gerçekleştirdiğimiz ve uzun yıllara dayalı dostluğumuzda beni hep destekleyen aranjörüm Bijen Rahimi olmuştur.

Beste Kırmacı
Ankara Devlet Tiyatrolarında üç yıldır kapalı gişe oynayan ”Vanya Dayı” oyununda da solist olarak yer aldığınızı öğrendik. Devam ediyor mu oyun / sahne? Böylesi önemli bir oyunda, bu denli uzun bir süreçte görev almak nasıl bir duyguydu adınıza?

“Vanya Dayı” hakkında aklıma gelen ve söylemek istediğim çok şey var aslında. Bir kaç ay önce İstanbul’a taşınmamdan ve müzik çalışmalarıma daha fazla ağırlık vermem gerektiği için üzülerek de ayrılmak zorunda kaldığım bu oyun, benim kariyerimde deneyimlediğim, çok fazla tecrübe edindiğim, bünyesinde bulunan usta sanatçılarla bir arada bulunmaktan onur ve mutluluk duyduğum bir sanat olayıydı. Umarım kariyerimin ileriki dönemlerinde, yıllarca beraber çalıştığım bu harika ekip ile tekrar, farklı projelerde çalışma fırsatı bulurum.

Albümde yer alan “Her Aynada Farklı Kadın” isimli şarkınızda sanırım bir dizide yer almış. Bir dönem sinema filmlerinde biz bu şekilde birçok müzisyen keşfetmiştik, tanımıştık. Şimdi bu durum diziler için geçerli, birçok müzisyen dizilerde şarkılarını daha fazla insana ulaştırabiliyor ki bu da güzel bir şey, bu şarkınızın dizi ile buluşması nasıl oldu, ve elbette sonrası neler oldu?

Bu haberi aldığımda albümüm çıkalı iki hafta kadar olmuştu. Benim için çok heyecan verici bir deneyim oldu. Evinizin odasında bestelediğiniz bir şarkının, ulusal bir kanalda, milyonlarca takipçisi olan bir dizide çalınması, çok mutluluk verici. Ayrıca şarkımın dizide kullanılan sahneyle de çok örtüştüğünü ve güzel bir iş içerisinde bulunduğunu görmek çok güzel.

Biraz yorucu bir süreç yaşadık bu yıl, üzücü hallerle karşılaştık ki doğal olarak müzik piyasası da bu durumdan çok etkilendi. Yapacak bir şey yoktu ve enerji doğal olarak düştü. Siz de böyle bir zaman dilimi içinde bu albümü yayınladınız ama her şeye rağmen hayat devam ediyordu, sanata sarılmaya hep ihtiyacımız vardı, önümüzdeki günlerde peki neler olacak, klip çekecek misiniz mesela, konserler devam edecek mi, başka sürpriz çalışmalar içinde karşılaşacak mıyız?

Ülkemizin içinden geçtiği dönem ve yaşadıklarımız sıkıntılı elbette .Biz, yani müzik piyasasında bulunan kişiler, genel başlık altında eğlence sektöründe çalışıyoruz. Yaşadığımız ve deneyimlediğimiz acı olaylar herkes gibi biz müzisyenleri de derinden etkiliyor ancak benim bakış açım şöyle ki;
hayatlarımıza, bizi biz yapan, insan olduğumuzu hatırladığımız şeylere, yaşamaya devam etmemiz gerekiyor. Bu olaylar yaşanırken nasıl bir bankacı, bir muhasebeci, bir öğretmen işine devam etmek durumunda, müzisyenler de yaşamlarını sürdürmek zorundalar. Tabii ki acılarımızı en derinden, tepkilerimizi en içten şekilde vermeye devam edeceğiz ancak, bu olayların çözümü konserlerin sona ermesi, kliplerin iptal edilmesi, şarkıların susması değil bence. Çözümü bulacak mercileri herkes biliyor.
Kısaca sanat da hayat da devam etmeli. Albümümle ilgili bilgi vermem gerekirse, ilk klibim ”Bu Aralar” bir kaç hafta içerisinde dinleyicilerin beğenisine sunulacaktır.

You Tube üzerinde bir videoya rastladım ki sizi küçükten bugüne sunuyordu görüntüler, siz evet sahnelerden hiç uzak olmamıştınız, olamazdınız. Peki o küçük çocuğun bugüne kadar olan yolculuğunda kimler hayatında önemli bir müzisyendi, kimleri dinledi, bugün kimleri dinliyorsunuz, çalışmak istediğiniz birileri var mı hani, şarkı söylemek istediğiniz, şarkısını söylemeyi dilediğiniz gibi…

Elime aldığım ilk albüm A-ha grubunun ”East Of The Sun West Of The Moon” dur. Akabinde Pink Floyd, Sting, Radiohead, Stevie Wonder gibi bir çok efsane grup ve müzisyeni dinlemekle devam etti. Ayrıca hayatıma müzikalitesiyle yön vermiş ve etkilemiş olan hayranı olduğum Queen grubu ve efsanevi solisti Freddie Mercury’i de unutmamak gerek. Bugün hala sabah uyandığımda Freddie Mercury’nin sesi evde yankılanmakta ama güncel yeni çıkan alternatif işleri de olabildiğince yakından takip etmeye çalışıyorum. Ancak yine ne varsa eskilerde var ve ülkemizde de çok kaliteli gruplardan olan MFÖ’yü de keyifle dinlerim. Bir gün onlarla düet yapmayı çok isterim :)

Ve son olarak müziği bir yana bırakalım istiyorum ve hayatınızın diğer karelerine dokunalım burada. Neler eşlik eder size, neler dünyanızın diğer güzellikleridir, uğraşılarıdır, olmazsa olmazlarıdır?

Müzik hayatımın çok önemli bir parçası ancak, başka olmazsa olmazlarım da var. Hayvanları çok seviyorum ve onlarla vakit geçirmek hem bir yaşama sebebi hem de bir terapi niteliğinde.Köpeğim, tavşanım, balığım ve kedimle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum hatta geçtiğimiz günlerde babamın yolda ezilmekten kurtardığı kaplumbağa da ailemize eklendi :) Hiç bir kötü niyeti olmayan, sevginiz ve şefkatinizden başka bir şey beklemeyen varlıklar onlar.

 

Beste Kırmacı

Beste Kırmacı
Bu Köy Adam / Yavuz Plak

 

 

 

İlk / yeni albümünüz Yavuz Plak etiketi ile raflarda yerini aldı: Bu Köy Adam. “Annemin bana, ben henüz doğmadan koyduğu isim, yıllar içerisinde sadece bir isim olmaktan çıkıp müziği her yönüyle yaşamak, onu bir hayatta kalabilme aracı olarak görmeme neden oldu” demişsiniz ki o ilk şarkılar nerede döküldü, müzisyen olma yolunda o ilk adımlar nerede atıldı? İnsanların taşıdıkları isimlerin, karakterlerine yansıdığına ve hayatlarına yön verdiğine inananlardanım. Çocukluğumda oyuncaklarla oynadığımı hiç hatırlamıyorum. Benim oyuncaklarım kasetler, CD’ler ve enstrümanlardı. İlk şarkların temelleri bu döneme kadar iniyor olabilir, kim bilir :) Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Opera bölümünü kazanıyorsunuz sonra…

Genel Bakış

Kullanıcı Oylaması: 4.78 ( 7 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*