Müzik Ekspres Alternatif Ruhun Gıdası
90’lı yılların başında bir güzellik yarışmasında aldığı üçüncülük derecesi ile tanıdık. Kariyeri ilk günlerinde özel kanalların hayatımıza girmesi ile birçok TV programı sunuculuğu ile başladı. 94 yılında müzik dünyasına giriş yaptı ve Melih Kibar’ın desteği ile “Tek Başına” isimli pop albümünü yayınladı. Devamında ana haber sunuculuğuna yol aldı ve gazetelerde köşe yazarlığı da yaptı. TV dizilerinde ve sinema filmlerinde de rol aldı. Defne Samyeli’den bahsettiğimi kuşkusuz anladınız. Özetle o yıllardan bugünlere gerek sanat, gerek magazin dünyası onu bir şekilde kendinden hiç uzak tutmadı ve o da hiçbir zaman pes etmedi.
Samyeli’nin bu sene müzik yolculuğu bambaşka bir yerde bizi yakaladı. Bir süredir önemli caz şarkılarına getirdiği yorumlar belli sürelerde karşımıza çıktıktan sonra nihayet tamamlandı ve EP formatında hepsi yan yana geldi, tadı böyle daha çok kendisini gösterdi. “Jazzy Mood by Defne”; bir Süheyl Atay ve Orkun Tunç projesi olarak karşımızda ve Tuluğ Tırpan’ın müzik yönetmenliğinde hayata geçen 5 klasik şarkıdan oluşmakta. Yine Tırpan’ın piyanosuna kontrbasta ve gitarlarda Enver Muhamedi, davulda Ekin Cengizkan eşlik ediyor. Tüm bu şarkılar paylaşılırken Samyeli her biri üzerinde hissettiklerini ayrıca kaleme almıştı, bütünü ile karşımıza çıkınca yeniden duygularını da özetledi elbette. Şu cümlelerle anlattı bu yolculuğunu.
Bu EP, profesyonel müzik kariyerimde bir ilk. Ama çocukluğumdan beri süregelen amatör müzik yolculuğumda bir yandan çok tanıdık, çok sığındığım bir yer. Bir caz albümü hazırladık bu kez. Üstelik bunu Tuluğ Tırpan Trio’yla stüdyoya beraber girerek canlı kaydettik. Bunlar benim için yeni tecrübeler, ilk jazz albümümü doldurmamın heyecanını yaşıyorum. Bu şarkılar çocukluğumdan beri dilimde, anılarımda, ve müziğimde olan ve hayranı olduğum sanatçıların seslendirdiği dünya klasikleri. Hepsinin yeri benim için çok özel. Bu mücevher değerindeki klasikleri canlı orkestra eşliğinde seslendirip kaydetmek benim için çok değerli.
Buradaki sihirli kelime “sığındığım bir yer” demesi bence, belki de hayatın içindeki telaşlardan kaçışını en güzel anlatan cümle bu ki hepimizin olur bir yerde böyle halleri ve oralarda hep samimiyizdir, kendimizi ve cesaretimizi bulmamız inancıdır hayatın bize sıradaki sürprizi. Zaten ekip ve proje hazırsa, bir şekilde şarkılar zaten bir devre damga bulmuşsa, kendini hazır hissetmişse de o halde daha fazla beklemenin anlamı yoktur. ” Bu klasiklerin zamansız hikayesine sesimle ve kalbimle yazılmış oldum” dediği yerde özetle bu sımsıkı sarılmaya el olmak, kulak vermek için hiç de uzak değilizdir elbette bizler de.
Kadri Karahan / Editörün Notu
