Yeni dünya müziğinin Avrupa’dan ve dünyadan yeni seslerini Türk dinleyicisi ile buluşturmak için yola çıkan “World Can Dance” konser serisi kapsamında Deli Teli’nin müziği ile tanıştım. Üstelik ta kasım ayında biletimi almıştım bu konserin.
Grup 60’lar ve 70’lerin Yunan müziğini modern bir yaklaşımla dünyanın dört bir yanından dans ritimleri ile buluşturuyor ve dinleyicilerini nostaljik bir yolculuğun içine davet ediyor. Bongolar, Buzuki ve nostaljik Farfisa Orgu’nun bileşiminden oluşan zengin bir sound ile geleneksel Tsifteteli’nin keyfini çıkartmak adına Kadıköy Sahne’de yerimi aldım. Daha önce de konser organizasyonlarını takip ettiğim Event Fabric’in düzenlediği bir etkinlik olduğunu da orada öğrenmek ayrı sürpriz oldu.
Bir yarım o kıyılardan malum ve bu şarkılara aslında çocukluğum çok aşina, her şeyden öte o ruhu yakalamam ve hissetmem lazımdı ki üstelik kışın en soğuk günlerinden birindeydik. Konseri daha çok kişinin izleme şansı belki de bu sebepten elinden alındı belki ama adıma ve izleyenler adına da keyifli bir sahne yaşandı, biraz üşümeye değerdi. Konserin sonunda daha başından dilediğim de oldu hatta, bir Türkçe şarkı sürprizi de geldi kendilerinden.
Her ne kadar sonu kötü biten aşk şarkıları çalsalar da ekibin tüm enerjisi çok güzeldi ve kendilerini biraz daha yakından tanımak adına da söyleşi konusunda önümüzdeki günler adına planımızı yaptık. Deli Teli; Fransa’da yaşayan, Yunan ve Fransız müzisyenlerden oluşan ve kökenlerine sımsıkı bağlı ve enerjileri, samimiyetleri yüksek bir ekip. Üstelik ilk konserleri de değil ülkemizde, “Sound of Europe Turkey” festival projesi kapsamında da ülkemizde sahne almış ve hatta plakları bizde de satışa çıkmış. İzlediğim konserin hemen ertesi günü de Ankara’da bir konserleri olacaktı ki artık yakından takipteyim. Umuyorum bir kere daha memnun ayrılmışlardır, biz çok keyif aldık ve doyamadık, yeniden gelmeleri de dilerim yakındır.
Kadri Karahan / Editörün Notu