EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Elvan Elvan

Elvan Elvan

Müzik Ekspres yayın hayatına başladığı günden ilk günden beri müziğin samimi tüm renklerine kapılarını araladı ve bu vesile birçok değerli müzisyeni tanıdı. Bir süredir şarkılarını dinlemekten keyif aldığımız asıl mesleği doktorluk olan bir değerli sanatçı dostumuz sevgili Elvan Elvan ile ilgili zaman zaman paylaşımlarımız, yorumlarımız oldu ama son yayınladığı şarkısı ile kalbime öyle bir dokundu, dünyama o kadar güzel bir renk kattı ki artık uzun uzun konuşmalıyım ve kendisini daha yakından tanımak isterim diye düşündüm. Sevgili dostumuz Gizem Altınkaya ile süreci hızlandırdık ve şimdi sizlerle paylaşıyoruz.

Küçük yaşlarda müziğe gönül vermiş Elvan Elvan; ama bir türlü kendisine o doğru zamanı yaratamamış belki. O süreçte üstelik tıp fakültesini kazanmış ve doktor olarak da bir kariyerin ilk adımlarını atmış. Kader o ki covid döneminde rahatsızlanmış ve bir şekilde gittiği bir klinikte karşısında enstrümanlar görünce meslektaşına içindeki bu müzik aşkından bahsetmiş. Ses terapilerin yapıldığı bu merkezde daha sonrası bir anda kendini şan dersleri alırken bulmuş ve kariyerinin bundan sonraki sürecini buraya adamaya koyulmuş. Bu eğitim sonrası ilk single çalışması, devamında ilk albümü ve elbette sahneleri başlamış. Şu süreçte her iki mesleğini de başarı ile devam ettirmekte ve bir şekilde herkese şifa vermekte, iyi gelmekte.

Sezen Aksu şarkıları okuma heyecanı kendisi için de bir hayalmiş ve yılın ilk çıkış şarkısını kendisinin 1984 yılında okuduğu “İlk Gün Gibi” şarkısı ile olsun istemiş. Şarkının düzenlemesinde usta müzisyen Emre Bayar ile çalışmış ve kendisine değerli de bir müzisyen kadrosu eşlik etmiş. Bir şekilde biz bir dönemin çocuklarında TSM ya da THM hepimizin kulaklarına çalındı, üstelik güzel çalındı; çok özel isimler, çok güzel şarkılar dinledik ki o yılları belki de gerçekten çok özledik. Müziğin o naif, o zarif, o duru sesleri bugünlerde belki de çok karşılaştığımız bir yerde değil. Ama karşılaşınca da ayrı bir kulak vermeyi, ayrı bir alkışı hak ediyorlar hala güzel kalmayı ve inandıkları sanata sarıldıkları için.

Dilerim daha nice sözü, bestesi şarkısı ile yolumuz kesişir ve kalbimize hep iyi gelir. Çok teşekkür ederim kendisine ve sevgili Gizem Altınkaya’ya bu güzel buluşma için. Yeşilçam esintili bu keyifli söyleşiye yolunuzu düşürmenizi heyecanla beklerim.

Kadri Karahan

 

İnstagram

Youtube

 

Müziğin sizde çocukluk yılları bir hayli çekingen geçmiş. Öğreniyorum ki hep bir ilgi duymuşsunuz ama bir şekilde kendinizi öne atamamış ve uzaktan dinleyicisi olmuşsunuz. Derken tıp fakültesini kazanmışsınız ve eğitiminizi o tarafta tamamlamışsınız. Bir söyleşinizde uzun uzun okudum bu sürecinizi ama okurlarımızla bir kere de buradan paylaşmak istesek nasıl özetleyebilirsiniz müzikle ilk aşkınızı, o ilk heyecanınızı?

Çok çekingen bir kız çocuğuydum. İlkokul müsameresinde, ortaokulda müzik etkinliklerinde şarkı söylemeye utandığım için hep melodika çalmayı tercih etmiştim. Oysa evde tek başımayken 45 lik plakları çalıp dans eder, şarkılar söylerdim. Lise 2-3 üncü sınıfta giderek artan müzik sevdam sayesinde org klavye kursularına gittim. Birincilikle bitirdiğim kursun sonunda müzik öğretmenim çok iyi bir kulağım olduğunu; Ankara’da kuracağı büyük bir koroya beni almak istediğini söyledi. O yıl tıp fakültesini kazanmıştım dersler çok zordu, yoğundu. Tüm okul hayatını takdir alarak bitirmiş bir öğrenci olarak (anlayın ne kadar sorumluluk sahibi ve çalışkan olduğumu) ve koroya gitmem derslerimi aksatabilir diye koroya katılmadım. Sonrası uzun yıllar sadece iyi bir dinleyici oldum. Halbuki yıllar sonra anlıyor insan başarının sadece okul başarısından ibaret olmadığını.

 

 

Doktorlardan herkes gibi ben de korkarım ama burada müziğe bağlayacağız ve mutluyum açıkçası :)   Anesteziyoloji ve Reanimasyon doktoru olarak göreve başlıyorsunuz ve bir gün siz hastalanıyorsunuz ve bir başka meslektaşınızın kapısını çalıyorsunuz. Pandemi sürecindeyiz ve orada bir anda bir heyecanla iyileşiyorsunuz öyle değil mi? Çünkü bir anda müzik yeniden kalbinize doğru süzülmeye başlıyor, neler oluyor orada tam :)

Çok yoğun ve hareketli bir çalışma hayatım oldu benim. Hacettepe Tıp Fakültesi , Hacettepe Üniversitesi ihtisas , sonrası mecburi hizmet ardından özel sektörde hastanelerde çalıştım. İşimi her zaman  çok severek yaptım. İnsan hayatına iyi yönde dokunup şifa vermenin hazzı vazgeçilmezdi benim için. Ancak içimde ve beynimde de bir taraftan yapmak istediğim sanat içerikli bir çok faaliyet uçuşuyordu. Bunlar  için  zaman ve enerji bulamamanın hayal kırıklığı da zaman zaman beni  mutsuz ediyordu.

Pandemi sürecinde koku duyumu kaybetmem sebebi ile ameliyathanede de beraber çalıştığım çok sevgili Prof. Dr. İsmail Koçak’ın (Dr Voice Clinic) kapısını çalmam ve o keyifli klinikte piyanoyu görmem beni eski müzik ile uğraştığım yılların güzelliğine götürdü. Bazı duyularla özdeşleştirdiğimiz anlar vardır ya hani adeta müzik dolu o eski yıllarımın kokusu geldi, gözümde mutluluk, içimde heyecan belirdi. Koku testi için gittiğim bu  klinikte yolum değerli şan eğitmenim Günay Acar ile kesişti. O sıralar aynı zamanda zor bir hastalığın(meme kanseri) tedavi sürecinden geçerken; bir taraftan da hastanedeki işime devam ediyordum ve artık kendim için sevdiğim bir şeyler  yapmalıydım. Şan  derslerine başladım. Eve piyano aldım. Hevesle heyecanla adeta koşarak derslere gidiyordum. Geçirdiğim tedavi sürecinde beni hayata bağlayan  adeta bir terapi olmuştu şarkı söylemek. Sanki hayat yeniden anlam bulmuştu ikinci baharım  gibi. Bir gün Günay hocam “Sesin  güzel, müzikaliten çok iyi burada seni bi tek biz duyuyoruz. Bir albüm yap herkes duysun “ dedi ve bilmem ki nasıl olur ki ama ben sanatçı değilim ki derken İsmail Koçak’ın da beni bu yolda yüreklendirmesi  ile Yeşilçam albüm projem başladı.

 

 

Aslında çok uzun zaman önce sayılmaz, 2021 yılında şan derslerine başlıyorsunuz ve bir sene sonra da ilk şarkınız “Sensiz Geçen Her Bahar” kapımızı çalıyor. Bu şarkının hikayesi de çok enteresan mesela; burada söz yazarı ve besteci kimliğinizi de ortaya çıkartıyorsunuz, peki bir yandan da bir hızlı geçişin içinde olmak sizi korkutmuyor mu, yani kuşkusuz kendinize güveniniz çok güzel; sesiniz tamam şimdi ona kaleminiz, notalarınız ekleniyor ve şarkı da yayınlanıyor, nasıl yorumlar alıyorsunuz, tüm bu çabanızın ilk dönüşleri nasıl oluyor?

Şan derslerine başladıktan sonra eve piyano aldım ve tamamen kulaktan duyarak şarkılar çalarken; ruhum beynim parmaklarımı yönlendirip yeni hoş ezgiler dökülmeye başladı piyanomun tuşlarından . O dönem bir kaza nedeniyle kaburgamı kırılmıştı ve bir gece ağrı ile uyandım ve kulağımda piyanoda bir  ay önce bestelediğim o müzik keşke sözleri olsa ne kadar da hoş derken; sabahın saat 3’ü piyano başına geçip ağrı kesici yerine kalemi kâğıdı elime alıp içimden gelenleri yazdım. Ertesi gün Günay hocama söyledim şarkıyı ve sen bayağı 9/8 lik şarkı yapmışsın bravo bunu düzenletelim ve çıkar dedi. Şarkımı dinleyen bir usta müzisyen de şu an senin yaptığın gibi alaturka şarkı yapan yok lütfen kıymetini bil ve çıkar şarkını diyerek destekledi beni.

Yine çok kıymetli sanatçımız çok sevdiğim Emel Sayın hanımefendiye de bir vesile ile şarkımı dinletmiştim ve “ bu yaptığın hem söz yazıp, hem beste yapmak o kadar kıymetli ki; lütfen çıkar şarkılarını” diyerek beni yüreklendirdi kendisi. İşte beni ilk defa şarkı söylerken hem de kendi yaptığım şarkıyı söylerken dinledikleri ; herkesi şaşırtan, telefonumun dostlardan çevremden gelen  tebrik, övgü ve şaşkınlık  içeren mesajlar ile dolmasına neden olan o şarkı Ağustos 2022 de benim ilk çıkış şarkım oldu. Şarkıma sözlerine inanıyordum müzik direktörüm Hakan Güngör’ün aranjesi ile artık benim bir eserim  vardı ve çok mutluydum. Bu hızlı geçişten hiç korkmadım çünkü benim için an yaşadığım şu andı yarın ise tam bir muamma . Geçirdiğim hastalık bana bunu çok iyi öğretmişti. Ne yapmak istiyorsam şimdi yapmalıydım. Ertelemek anlamsızdı. Elbette beğenen de ; beğenmeyen de; moralimi bozmaya çalışan da, olumsuz eleştiren de olacaktı. Oysa bazı insanların bilmediği bir şey vardı benimle ilgili : ben çok ünlü olmak, tamamen müzikten beslenmek, birileriyle yarış içinde olmak kıyaslanmak için girişmemiştim bu işe. Beni mutlu ettiği için ve şarkılarımın beni dinleyen bir kısım kitleye de iyi geleceğine inandığım, onlarda yaratacağım güzel  duyguların da bana pozitif enerji olarak geri döneceğini hissettiğim için yapmıştım. Yıllarca bedenlere şifa verdikten sonra artık müziğimle de ruhlara yüreklere dokunmak öyle güzeldi ki…Kaygısızca … çünkü benim zaten bir mesleğim vardı.

 

 

Sorularımı hazırlarken en çok şimdiki sorunun yanıtını merak ediyorum aslında çünkü siz pop bir yolculukta değilsiniz, alternatif ya da piyasanın istediği soundlar da da öyle. Siz Türk Sanat Müziği yapıyorsunuz ve bugünlerde efsane / usta isimler dışında yeni isimlere çok şans veren bir müzik yolculuğu seçmiyorsunuz kendinize. Burada kocaman bir alkış bırakırken size sormadan da geçemiyorum, iyi ki öyle yaptınız ama neden zor olanı seçtiniz?

Ben yüreğimin götürdüğü yere gitmeyi tercih ettim. İçimden ne söylemek hangi şarkıyı söylemek geliyorsa onu söylemek istiyorum. Tüm doğallığımla. Evet efsane Türk müziği sanatçılarımızın okuduğu şarkıları tekrar seslendirmek zordu ancak Yeşilçam filmleri çocukluğumun büyülü rüyaları gibiydi, kendimi bu filmlerde bulmak istedim ve Yeşilçam şarkılarını okudum. Benim hayatım hiç bir zaman kolay olmadı. Ben zor olanı seviyorum. Bunu yapabildiğim için de çok mutluyum. Yine kendi yazıp bestelediğim şarkılar da genelde alaturka TSM dalında çünkü benden bu tarz çıkıyor. Özellikle günü yakalamak ya da çok popüler olmak için belli bir tarz yapmak , o tarza yönelmek gibi bir çaba içerisinde hiç olmadım ben. Herkes yaptığım şarkıları  beğensin  gibi bir kaygım da olmadı önemli olan öncelikle bana ve benim dinleyici kitleme iyi hissettirmesiydi. Bu müzik yolculuğunda benim de takdir edip örnek aldığım usta isimlerimiz ve sahnelerine saygım sonsuz. Bir gün onların  seviyesine erişebilir miyim bilmiyorum. Ama müziğimle yorumumla sesimle biraz olsun yüreklere dokunabiliyorsam; yüzlerde tebessüm bırakabiliyorsam ne mutlu bana.

 

 

Adım adım ilerlediğimizde ilk albümünüz olan “Yeşilçam Esintisi” sizi aynı zamanda sahnelere de taşıdı ve bu dinlemekten çok keyif aldığımız şarkılar bir kere daha anımsandı sizinle. Artık iyiden iyiye bu yolculuğun içindeydiniz ve artık seyirci önünde de. Lansmanınıza gelemediğimi anımsıyor ve üzülüyorum ama şimdi sizden dinlemek istiyorum o ilk buluşmayı. Sahne size nasıl bir dost oldu ve sonra devamı geldi mi, önümüzdeki günlerde gelecek mi?

“Yeşilçam Esintisi” çok değerli müzik direktörüm Hakan Güngör, aranjörüm Tolga Kılıç ve şan eğitimenim Günay Acar önderliğinde hazırlanmış 12 şarkıdan oluşan plağı da olan çok özel bir eser oldu. Bu albümle sanat camiasını, basın mensubu arkadaşları, dostlarımı ve ekibimi bir araya getirdiğim çok özel bir atmosferdi benim için. Olmanızı çok isterdim ama kısmet başka seferlere inşallah. Geçen yıl yine dostlarımı davet ettiğim bir konser verdim. Sahnede olmak seyirciyle karşılıklı duygu alışverişi içerisinde göz göze şarkılar söylemek insanı hem duygu hem de motivasyon olarak oldukça yükselten, yaptığın şarkıları daha da anlamlı kılan çok özel ve ayrıcalıklı bir durum benim için. Beni sahnede canlı izlemeyi çok istiyor dostlarım dinleyicilerim. Sanıyorum onların bu isteklerini tabii ki kendim de çok istediğim için önümüzdeki aylarda yerine getireceğim. Şarkılarımı değerli seyircilerimle hep beraber söylemek en büyük hayallerimden birisi. Sizleri de görmek beni çok mutlu eder.

 

 

Devamı buluşmalarımızda bir anda küçük çaplı değişmeler olmadı değil, mesela “Ayıp Ettin” isimli şarkınız adeta bir dans / remix olarak da karşımıza çıktı. Ödüller de gelmeye başladı hatta ve çok önemli mecralar bu yolculuğunuzu sayfalarına / kanallarına taşıdı. Şunu sormak istiyorum burada sanat dünyasında destekler nasıldı, dinleyicileriniz ile olan ilişkileriniz nasıl şekillendi. Yeniden doktorluğa döndünüz mü, o camia tarafından nasıl karşılandı bu geri dönüş?

Evet “Ayıp Ettin” cşarkımla dinleyicilerimi biraz şaşırttım. Şarkı dile dolanan bir şarkı oldu. Şarkımı çıkar çıkmaz önemli dijital mecralarda beş ayrı editör listesine girdi. Sanatçı camiasında özellikle danıştığım hocalarımdan olumlu not aldı yine dinleyicilerden  gelen tepkiler çok güzeldi. En önemlisi de şu ki artık müzik dünyasında bir devamlılığım olduğunun farkına vardılar.

Başta bir heves gibi görünen, hobi olarak başladığım müzik yolculuğum tutkuya dönüşmüş artık profesyonel bir şekilde devam etmekteydi. Elbette her şarkının beğeneni de beğenmeyeni de olacaktır.  Elimden geldiğince dinleyicilerimin yorumlarına cevap vermeye çalıştım tüm yorumları okudum onların beklentilerini görmeye çalıştım. Şarkımın video klibimin  altına olumsuz yorum yapan hiç tanımadığım profiller olmadığı değil. Herkesin  müzik zevki farklı farklı. Herkes beni dinlemek sevmek zorunda değil. Böyle bir çabam da yoktu. Ama verilen bir emek var burada parantez içersinde şunu söylemek istiyorum ki;  lütfen hiç tanımadığınız insanlar hakkında yorum yaparken  saygı çerçevesini aşmadan dikkatli yorum yapalım . Evet ben yoluma devam ettim çünkü önemli olan benim bu yolculukta ne kadar keyif aldığım, ne kadar mutlu olduğum ve profesyonel müzik camiasının da beni desteklemesiydi. Bana değer veren yaptığım işleri takdirle takip eden şarkılarımı severek dinleyen şarkılarımla videolar çeken  kıymetli bir dinleyici kitlem oluşmuştu.

Doktorluğa çok uzun ara vermedim aslında sadece 1,5 yıl kadar. Yıllarca  anestezi doktoru olarak çalışırken yaz tatillerinde kurslara giderek kendimi yetiştirdiğim  çok sevdiğim medikal estetik ve Mezoterapi alanında çalışmaya başlayarak yeniden doktorluğa döndüm. Şu an da da kendi muayenehanemde çalışıyorum. Doktorluğa kısa bir aradan sonra yeniden başladım tek farkı artık Anesteziyoloji ve animasyon uzmanı olarak bir hastaneye bağımlı çalışmıyordum  kendi özgür çalışma alanımdaydım. Bu sayede programımı kendin ayarlayarak müziğe stüdyoya çekimlere zaman ayırabilir hale geldim.

 

 

Siz kariyerinizin hemen başında aslında bir Sezen Aksu şarkısı yorumlamıştınız ki “Olmaz Olsun” minik serçenin sesinden dinlediğimiz, sevdiğimiz bir şarkıydı. Ama son çıkışınız bu kez onun sözü ve müziği ile oldu. Emre Bayar’ın düzenlemesi ve sizin şarkıya olan heyecanınız / sesiniz o kadar güzel yan yana gelmiş ki keyifle dinledim. Hadi sürecini bir de sizden dinleyelim.

Sezen Aksu’yu çok sevdiğimi bilen sevgili basın danışmanım Gizem Altınkaya bir gün bana bu şarkıyı yolladı ve keşke siz de söyleseniz  diye ilham verdi. Bu şarkı bildiğim çok da sevdiğim bir şarkıydı bu öneriyle heyecanlandım ve bir gün Gizem hanım’la bir TV programından dönerken arabada Emre Bayar’ı telefonla arayıp şarkıyı acapella söyledim. Bu şarkıyı ben de okusam mı diye sordum . Değerli aranjörüm Emre Bayar ve şu an şan ve üslup eğitimleri almakta olduğum değerli Emel Şenocak hocam da benim sesime çok yakışacağını söyleyince  hadi yapalım dedim ve çalışmalar başladı. Sezen Aksu hanımefendi’den muvafakatnameyi de aldık. Şarkının stüdyo kayıtları  sonrasında değerli Kemal Başbuğ yönetmenliğinde muhteşem bir ekiple çok keyifli bir klip çektik.Bu çok değerli Sezen Aksu şarkısı ile sizlerle buluştuğum için çok mutluyum çok da şanslıyım. Tüm emeği geçen ekibime ve çok sevdiğim duayen sanatçımız Sezen Aksu hanımefendiye sonsuz teşekkürler.

ve dünden bugüne bir de dinleyici olarak sizi tanımak istesek. Mesela kimler eşlik etti kulağınıza, kimlerden ilham aldınız, beslendiniz. Müziğin diğer tarzları ile aranız nasıl, bugünün müzik dünyasına nasıl bir akış içindesiniz. Hayalinizde bir proje, birlikte çalışmak istediğiniz isimler ya da müzik adına başka düşünceler var mı?

Benim çocukluğumda kasetler plaklar vardı. Sevdiğim sanatçılar albümü çıkardığında daha ilk haftasında koşarak gidip alırdım. Sezen Aksu baştacım oldu müzik dünyamda. Nilüfer’siz hiç olamadım. Ajda, Zerrin Özer, Kayahan , Erol Evgin sonra Kenan Doğulu, Sertap Erener, Candan Erçetin , Levent Yüksel , Aşkın Nur Yengi , Tarkan ve daha birçok isim  vazgeçilmezim oldular. Çok kıymetli Emel Sayın her daim  kraliçem oldu. Çok değerli Zeki Müren (saygı ile anıyorum), Samime Sanay, Muazzez Abacı, Ümit Besen’nin muazzam sesleri şarkıları evde arabada yolculukta eşlik ederdi bize. Madonna, Elton John, Celine Dion, Whitney Houston, Diana Krall çok severim . Klasik müzik , jazz da çok severim. Operalar , operetler , müzikaller hayranlıkla katıldığım sanat gösterileri oldu hep.

Bugünün müzik dünyasında içimden geldiği gibi yazıp bestelemeye devam ediyorum. Gençlerimize çocuklarımıza ulaşabileceğim sosyal sorumluluk projelerinde yer almayı ve onlara ilham verebiliyor olmayı çok isterim. Elbette birlikte çalışmak istediğim önemli isimler değerli sanatçılarımız var  ama her şeyin bir vakti zamanı vardır diye düşünüyorum neden olmasın belki bir gün bir yerde bir şekilde yollarımız onlarla kesişir ve kalıcı güzel projelere birlikte imza atabiliriz.

Son olarak hayatın sizdeki renkleri nedir, mesela mesleklerinizi bir yana bıraktığımızda hayatınızda başka neler önceliklidir, olmazsa olmazdır. Sanatın diğer renkleri ile aranız nasıldır ya da nerelerde mutlusunuzdur ve buradan okurlarımıza, dinleyicilerimize neler söylemek istersiniz?

Hayatta ailem benim için çok önemli. Sevdiğim insanlar önceliklidir. Sağlık olmazsa olmaz. İyi insan olmak, kalp kırmamak, dünyaya güzellikler katmak ve huzur çok önemli. Hayatı paylaşacağım yürekli iyi dostlar vazgeçilmezim.  Elbette sanatın diğer dallarını da çok seviyorum. Rengarenk resimlerin içine düşüncelerimle ruhumla dalmak beni rahatlatıyor . Kendimce mütevazi bir resim koleksiyonum da var. Tiyatroyu, sinemayı, müzikali çok severim. Doğada, ormanda, denizde yeşillikler içerisinde çiçeklerle canlılarla kendimi her zaman mutlu hissederim. Son olarak şunu söylemek istiyorum ki ; hepimizin içinde keşfedilmeyi bekleyen yeteneklerimiz var. Bunu da en iyi siz görebilirsiniz. Yüreğinizin götürdüğü yere gidin hayatta size iyi gelecek yapmak istediğiniz her ne varsa lütfen yapın . İnanın hiçbir şey için geç değildir yeter ki adım atın. Elinizde olanların lütfen değerini bilin. Sevdiklerinize her fırsatta seni seviyorum demeyi ihmal etmeyin.  Hayat sevgiyle, dostlukla paylaşımla güzel. Hayat birbirimizi üzecek kadar uzun değil. Sizleri  seviyorum yeni şarkılarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Hepiniz sağlıkla, sevgiyle, mutlulukla kalın.  İyi ki varsınız.

 

Müzik Ekspres yayın hayatına başladığı günden ilk günden beri müziğin samimi tüm renklerine kapılarını araladı ve bu vesile birçok değerli müzisyeni tanıdı. Bir süredir şarkılarını dinlemekten keyif aldığımız asıl mesleği doktorluk olan bir değerli sanatçı dostumuz sevgili Elvan Elvan ile ilgili zaman zaman paylaşımlarımız, yorumlarımız oldu ama son yayınladığı şarkısı ile kalbime öyle bir dokundu, dünyama o kadar güzel bir renk kattı ki artık uzun uzun konuşmalıyım ve kendisini daha yakından tanımak isterim diye düşündüm. Sevgili dostumuz Gizem Altınkaya ile süreci hızlandırdık ve şimdi sizlerle paylaşıyoruz. Küçük yaşlarda müziğe gönül vermiş Elvan Elvan; ama bir türlü kendisine o doğru zamanı…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.9 ( 1 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*