Bu hafta Evdeki Saat ile birlikteyiz. Uzun zamandır çalışmalarını yakından takip ettiğim son yılların en dikkat çeken ve en başarılı isimlerinden olan genç müzisyeni yoğun temposu içinde yakalamak kolay olmadı ama nihayetinde bir araya gelebilmeyi başardık.
2020 yılında yayınladığı “Uzunlar” isimli şarkısı ile keşfettiğimiz ama aslında öncesinde de güzel çalışmalara imza atan sevgili Eren’in o günden beridir takibindeyim. Bu şarkısından sonra “Kötü Zamanlar”, “Dibine Kadar” ve daha birçok hit single yayınlayan müzisyen bu sene içerisinde ilk albümü “Huzursuzluğun Meyvesi” ile karşımıza çıkmıştı. Albümü takiben Ekim ayında yayınladığı yeni şarkısını henüz çok yeni yani dün de yılın son sürpriz şarkısı izledi ki eminim “Fark Etmeden” de ruhlarımıza iyi gelecek.
Evdeki Saat; birkaç ay önce düzenlenen ve benim de yazarı olduğum Evos Angels dergisinin “10. Dijital Dünyanın Enleri Ödül Töreni”nden de ödülle ayrılmıştı. Derginin aralık sayısındaki köşemde ben de bu yılın enlerini seçmiştim ve “Sustum” şarkısı da bu listede yerini aldı ve eminim hem şarkı hem de albüm birçok müzik yazarının listesinde bu yılı hak ettiği yerde tamamlayacak. Birçok ödülü olacak ve birçok kere de alkışlamaya devam edeceğiz kendisini önümüzdeki günlerde.
Genel olarak baktığımda söz yazarlığını, besteciliğini, şarkıların tamamına kattığı emeği, kliplerini, performanslarını özetinde ruh halini, kendisini çok seviyorum ve yaşadığımız olumsuz gündem içinde hem de müzik dünyasındaki kaos akış üzerinde hepimizi bir yerde yakaladığına inanıyorum, kalbine ve enerjisine bin sağlık. Ayrıca Kahuna Müzik ailesine ve en başta sevgili Alperen Yılmaz’a da ayrıca bu buluşmamıza vesile olduğu için çok teşekkür ediyorum.
Kadri Karahan
Her şarkı, her albüm artık seni daha yakından tanıyor ve bir sonraki çalışmanı heyecanla bekliyoruz ama bu ilk söyleşimiz biraz daha yakından tanımak istiyoruz. Küçük yaşlarda müzik yolculuğun başladı ki ilk adımların neler oldu, bir gün için müzisyen olma hayalin hep var mıydı ve o zamanlarda kimler yanındaydı, kimler sana inandı?
Müzik yapma kavramıyla tanıştığımda on iki yaşındaydım. O zamanlar rapin daha underground olduğu bir dönemdi ve ben de arkadaşımla rap beatleri yapmaya başlamıştım. Sonra üzerine sözler yazmaya başladık. Söz yazmaya da o dönemde başladım. O dönemlerde müzikle alakalı bir şeyler yapacağımı anlamaya başlamıştım. Bunun ne olacağını, hangi yöntemle olacağını bilmiyordum sadece deniyordum. Çok saçma şeyler çıkıyordu ortaya ama iyi ki yapmışım diyorum. İyi ki o şekilde emeklemişim. Rap o dönemde belirli tayfalar tarafından komik bulunan bir müzik türüydü. Etrafımda destekleştiğimiz sadece bir arkadaşım vardı, duo gibiydik Alpcan ile.
Evdeki Saat ile ilk buluşmamız onuncu yılına doğru yol alırken o süreci de merak ediyorum. YouTube üzerinde başlayan ilk dinleyici buluşmanız ve heyecanı nasıldı peki? ve tüm bunlar olurken müzik piyasasını nasıl gözlemliyordun, nasıl adımlar izleniyordu, gelen yorumlar sizi bir sonrakine nasıl hazırlıyordu?
2014 yılında ilk parçamızı paylaştık Evdeki Saat olarak. Gerçekten bakınca onuncu yılımıza doğru yaklaştık. Zaman çok hızlı geçti. 2014’te müzik piyasası bugüne göre oldukça farklıydı. Müziğin paylaşılma, dinlenme yöntemleri farklıydı. Müzik türleri henüz oturmamıştı. Biz de o dönem neyi gerektiriyorsa onu yaptık. İlk şarkımız olan “Biraz Olsun”u paylaştık ve kısa sürede on bin dinlenmeye ulaştı. Olağanüstü bir durumdu bizim için. Pozitif yorumlar geldikçe biz de motive olduk ve sürekli yeni şeyler üretmeye başladık. Bugüne kadar da aynı motivasyon bizi ayakta tuttu.
Bir anda hepimizin kalbini fetheden bir şarkı geldi: Uzunlar. Evet müzik piyasası adına belki daha şartlar iyileşiyordu ama çok hızlı da bir akış vardı. Bu süre içinde şarkı ve beraberinde siz asıl beklenen çıkışınızı yaptınız böylece. Belki birçok kere anlattınız ama bir şarkınızın hikayesini, sözünden – stüdyo hallerine ve devamına sizdeki serüvenini dinleyecek olsak ve o şarkı bu olsa neler anlatırsınız?
Az önce motivasyondan bahsetmiştim. “Uzunlar” tam olarak bendeki o motivasyonun bittiği döneme denk geldi. O yüzden çok şanslı hissediyorum kendimi. Bazen hayat sizi en aşağıya çekip oradan yukarıya fırlatıyor. O dönem yalnızca aşağı çekildiğimi düşünüyordum fakat bir nevi yayın gerilmesiymiş bu. Hikayesi aslında tatlı bir flört aşamasıyla başlarken araya giren iki sene şarkıyı sitemle karışık bir flört şarkısına çevirdi. Her şeyiyle kendi başıma ilgilendiğim, sulayıp büyüttüğüm bir parça. O yüzden ne kadar süre geçerse geçsin yeri hep ayrı olacak. Kısacası torunlarıma anlatacağım. Devamında ise benim için her şeyin değiştiği bir süreç oldu. Her şey aslında yeni başlamıştı ve hayatı öğrenmemi sağlayan, hala da devam eden o sürece girdim.
Şarkı o kadar çok sevildi ki dizilerde de yer aldı ve benim de çok sevdiğim Nükhet Duru yorumu ile de ayrı ses buldu mesela. Birçok ödül de sizin oldu devamında. Beklediğiniz bir çıkış mıydı ve bu şarkı ve bu heyecan bir sonrakine sizi nasıl hazırlayacaktı, özetinde daha fazla kitle sizi bekliyordu, takip ediyordu artık.
Beklediğim bir çıkıştı ne kadar umutsuz bir halde olsam da. Aslında çok doğal olarak kafa karışıklığına itti beni uzun bir süre. Sonraki adımımı hesaplayamıyordum. Bu bir formül müydü, şarkı mı güzeldi yoksa şans mıydı gibi sorular ve gerginliklerle uzun bir süre yüzleştim. Hala da devam ediyor ve devam etmesi de güzel. İnsanın kendisini sınamasına destek olan her şey zor ama güzeldir.
Hemen bu yıla dönelim. Adınıza heyecanlı bir süreç daha başladı, hem pandemi sürecinin etkisi yitmişti, belki de o dönemin ürünlerini bizlerle buluşturmak bize iyi gelecekti, hem de bir albüm samimiyetini özlemiştik. Yine single üzerinden başladınız ama hepsi “Huzursuzluğun Meyvesi”nin birer tanesiydi. Benim için yılın en iyi şarkılarından biri de bu albümdeydi: Sustum. Bu albüme nasıl adadınız kendinizi, sonuçtan nasıl memnundunuz?
“Sustum” albümde en heyecanlandığım parça benim de. Diğerlerinin de yeri ayrı ama “Sustum” gerçekten özel benim için. Albüm çıkarmamız gerekiyordu artık. Uzunca bir süredir single çıkarıyorduk. Aslında albüm çıkarmanın çok mantığı yok bugünlerde ama bu baskıyı üzerimizden atmak gerekiyordu. O yüzden arkadaşlarımla bilgisayarın başına oturup işe koyulduk. Sonuç oldukça güzel oldu bence. Geri dönüşler de güzel. Sanırım uzunca bir süre daha bu yükün altına girmeyiz. Artık albümü de güzel bir köşeye kaldırıp önümüzdeki üretimlere odaklanmaya devam ediyoruz.
ve albümün etkisi hala üzerimizdeyden geçtiğimiz günlerde gelen “Kalkmam Gerek”i de mutsuz dans şarkılarına eklendiniz ve bu benim o çok sevdiğim ters köşe hallerinden biri siz de gayet güzel başarıyorsunuz. Bu vb şarkıları yazan, yorumlayan birini başkası olsa nasıl gözlemlerdiniz. Söz yazarı ve besteci kimliğinizi de bu şarkı üzerinde değerlendirelim mesela, en çok neler ilhamınız ya da yaşadıklarınız mı bire bir dinlediklerimiz?
Yaşadığım şeyleri şarkılara dökmeyi seviyorum. İlk başta yaşayacağım şeyleri yaşıyorum, çünkü şarkı yazma dönemleri var benim kafamda periyotlar halinde. Bir şey yaşadığım an yazmak gibi bir alışkanlığım yok. O dönem geldiği zaman yaşadığım şeylere uzaktan objektif bir şekilde bakabiliyorum. Bakıp her şeyi analiz ediyorum. Deşiyorum da denebilir. Deştikten sonra da kağıda dökülenler şarkı sözü oluyor. Diğer sanatçıların da yazdığı sözlere oldukça dikkatli bakıyorum tabi ki. Beni en çok etkileyen şey -en azından Türkçe müzikte- sözler. İkinci sırada Groove geliyor.
Bir şekilde yıl bitmeden diskografinize bir şarkı daha eklediniz: Fark Etmeden. “Hep yanlış yerlerdeyim diyorsunuz” ve bir aynı döngüden bahsediyorsunuz aslında nerede olduğunuzu sorgularken bu şarkıda. Bir şekilde tüm şarkılarınız uzun bir hikaye ama madem şu an bu duraktayız. Bu şarkının yolculuğu nasıl içte? Herkesin kendini bulduğu bir yerde misiniz, bulmak istemediği bir yerde mi?
Bu sürekli değişen bir durum. Aslında zaman zaman konfor alanımdayım, zaman zaman da dışarı çıkıp hayatı yaşıyorum. Bu şarkıyı yazmamın asıl sebebi ise hayatımdaki karakterlerin sadece isimlerinin ve şekillerinin farklı olduğunu, özelliklerinin aynı olduğunu fark etmem oldu. Sürekli aynı tipte insanları aynı şekillerde hayatıma almışım sağlıksız bir biçimde. Bunun sebebini sorguluyorum. Bazen her şeyi yıkıp yeniden yaratmak gerekiyor bu tarz durumlardan sıyrılmak için. Hala yüzde yüz yıkabilmiş değilim. Bu aslında farkına varışın şarkısı
Ve bir de hız kesmeyen konserleriniz ki ben de sizi geçenlerde dinleme şansını buldum. Tam olarak nasıl bir dinleyici kitleniz var, neden oradalar ve onlarla nasıl bir ilişki yaşanıyor aranızda. Sahnede olmak size nasıl iyi geliyor, önümüzdeki günler adına nasıl bir rota çiziliyor bu buluşmalar adına?
Konserler benim daha çok gerginlik/heyecan arasında gidip geldiğim zamanlar oluyor. Bir şekilde özgüvenimi sabit bir hale getirdiğimde harika konserler geçiyor, tam tersiyse eyvah. Bunu bir standarda oturtmak gerekiyor ve bu da deşmem gereken bir konu. Kitlemizi seviyorum, problemim kendimle. Seyircilerden ve bu heyecan/gerginlikten uzak kaldığımda yaşıyormuş gibi hissetmiyorum. Bana yaşadığımı hissettiriyor bu duygular.
ve sona doğru kısa yanıtlar beklediğim kısa sorular?
Müzik yolculuğunuzda kim en büyük ilhamınızdı, size adeta yol gösterendi? Yani en çok kimleri dinlediniz?
Yerli ve yabancı birçok idolüm oldu. O yüzden isim söylemem imkansız diyebilirim. Hepsinden belirli özellikleri aldığımı ve hayatıma uyguladığımı düşünüyorum.
Şimdi dijital bir yolculuk içindeyiz ama plaklar ya da kasetler, CD’!er ile ilişkiniz nasıl, nasıldı?
Geçmişte çok fazla CD ve kaset dinledim. Hala bana heyecan verir. Bir dönem plak da topladım ama geçici bir hevesti, ayrıca fiyatları da can sıkmaya başladı. Şu an yüzde doksan dijitalden dinliyorum.
Birlikte sahneleriniz olsa da single ya da albüm üzerinde bir feat., düet olarak yan yana geldiğiniz bir isim oldu mu, kimle bunu gerçekleştirmek istersiniz mesela, yani birlikte bir projede olmak istediğiniz bir isim var mı?
Tabi ki. Şu an aynı zamanda arkadaşlığımın olduğu çok sevdiğim isimler var. Mabel Matiz, Melike Şahin ve daha birçok isimle birlikte çalışmak istiyorum ve umarım bir gün bunu gerçekleştireceğiz.
Tarzınız ya da çizginiz dışında müziğin her tarzına açık mı dinleyici yanınız, günlük dinleme listenizde kimler gözümüze çarpabilir mesela?
Gerçekten çok farklı. Sadece uzun zamandır Funk/Disco tarzına tutuldum. Onun dışında bazen kendimi hardcore rap dinlerken buluyorum, ertesi gün sadece frekanslı meditasyon müziği dinliyorum. Kafalar karışık.
ve bizim için bir şarkı seçmenizi diliyorum son olarak ama tam da şu anınızın ruh hali olmasını istiyorum, sevgimle.
Üç gündür dinlediğim şarkı Mirkelam-Hatıralar.