EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Gökhan Bayındır

Gökhan Bayındır

 

Her perşembeyi cumaya bağlayan gece yeni şarkılar ekleniyor biliyorsunuz listelere ki bu hafta neler dinleyeceğiz diye baktığımda karşılaştım “Majeste” ile. Derken haftanın en iyi şarkıları listemde yer aldı ve sonrası da tanışmış oldum kendisi ile.

Sevgili Gökhan ile ayın ilk günlerinde bir araya gelme şansımız da oldu ve kendisini daha yakından da tanıdım sohbetimizde. Müziğe çocuk yaşlarda başlıyor ve sonra bir anda kendini sahnelerde buluyor. Ama bu işin eğitimini tamamen almak ve doğru adımlarla yürümek istiyor; geçen süre içinde de bunu başarıyor.

Sonra yazdığı sözleri, besteleri kaydediyor mix ve masteringini tamamlıyor ve pandemi sürecinde yayınlamaya başlıyor. Tanışmama vesile “Majeste” ve ardından yayınladığı “Kuşat İçimi”nin ve sırada yayınlayacağı şarkılarının da çok enteresan bir ortak hikayesi var ki söyleşimizde öğreneceksiniz.

Evet bu sohbetimizde ben yeni şarkılarını da dinledim ve çok keyif aldım. Ayrıca çok karizma bir adam kendisi ki bir o kadar da mütevazı. Yani bir şekilde önümüzdeki günlerde adı ile çok daha fazla karşılaşacağınıza eminim, bu söyleşi vesilesi ile belki de ilk tanıyanlardan biri olacaksınız derim ve kendisine teşekkür ederim. Bu hafta rotamız olan İzmir’e Gökhan aracılığı ile selamlar.

Kadri Karahan

 

 

Sevgili Gökhan 2021 yılında ilk şarkılarını yayınlamaya başladın ve geçtiğimiz sene de bu yolculuğun devam etti. Ama en başa dönmemiz gerekirse her şey asıl nerede başladı ilk olarak? Müziğini ilk ne zaman keşfettin ve o yıllarda tanıştığın müziği nasıl tanımladın, ilk adımlarını nasıl attın.

Hikaye şöyle başladı. Ben doğma büyüme İzmirliyim ancak annem babam boşanmadan önce babam Bandırma’da bir şirketle anlaştı ve bizi de yanına aldı. Henüz 8-9 yaşlarımdaydım. Açıkcası İzmir’den kopunca kendimi çok kötü hissettim boşluğa düştüm. İzmir’deki arkadaşlarımla çok büyük bir bağım vardı. 12-13 yaşlarıma geldiğimde o dönem beni yerleştirdikleri okuldaki sınıf arkadaşlarımla birlikte -Ali ve Kıvanç- hiç unutmam annem hem kendimi daha iyi hissetmem hemde bir uğraşım olmasını istediği için klasik gitar kursuna gönderdi. Ne yalan söyleyeyim “Akdeniz Akşamlar”ı ve “Caddelerde Rüzgar” çalmaktan bıkkınlık gelmişti ben çalmayacağım sevmedim dedim bıraktım.

Çok kısa bir süre geçti Ali ve Kıvanç müzik grubu kurdu Bandırma Cumhuriyet Meydanında gençlik festivalinde sahne aldılar. O gün annemle birlikte onları dinlemeye gittim onları sahnede görünce sahnenin enerjisine müziğin büyüsüne aşık oldum ben ve içimden şunu dedim “ben bu işi en güzel şekilde yapacağım, yapmam lazım bu iş benlik çünkü”. İzmir’den koptuktan sonra ilk defa bu kadar heyecanlanmıştım, mutlu olmuştum, içim bulanmıştı heyecandan derler ya hani her son bir başlangıç. Hemen akabinde Rock müzik ve Britpop ile tanıştım. Bas gitar gibi müthiş bir enstrümanın varlığından haberdar oldum ve ana enstrümanım bas gitar oldu.

 

 

 

Derken lise yıllarında ve devamında kurduğun gruplar var ki onlarla katıldığınız yarışmalarda dereceler de elde ediyorsunuz. O süreç senin için nasıl bir heyecan oluyor. Özellikle Powerturk’ün Powergarage isimli amatörlere yönelik profesyonel destek yarışmasındaki birincilik önemli ki biraz bu süreçleri konuşalım istiyorum burada?

Bas gitar için beni her konuda destekleyen canım hocam Emrah Öktem bana ders verdi. 2-3 aylık bir kurs süresi sonrası beni ufak yerel bir gruba yerleştirdi daha 1 hafta geçmeden ben daha 14-15 yaşlarımdayken sağlık meslek yüksek okulunda konser verdim. Bu gruptaki arkadaşımın sesi ne yalan söyleyeyim kötüydü, back vokal yaptım bu şekilde de aslında şarkı söylemeye de ilk adımımı atmış oldum. O grupla daha o yaşlarda ciddi bir şeyler yapmak istedik grubun adı da Panarma’ydı Emergenza yarışmasına başvurduk bildiğin o yaşlarda kendi şarkılarımızı bestelerimizi yaptık İstanbul’a gittik çaldık çok güzel tepkiler geldi yarı finale kadar yükseldik. Finale gelsek finali geçsek Almanya’ya kadar gideceğiz ama olmadı. Tabi o süreçte hiç durmadan sahne alıyorum her günüm sahnede geçiyor daha o yaşlarda The Mask, Hayalbistro gibi mekanlarda sahne almayı başardım. Ama şunu anladım kendi kendime ben çok iyi şeyler yapabilirim ki yapacağım.

 

 

Panarmada grup arkadaşlarımın yaşları benden daha büyüktü onlar üniversiteye gitti grubu dağıttık ben 17’ime gelmiştim daha Vol.4 ü kurdum Powerturk’ün Powergarage amatörlere profesyonel destek yarışmasını görünce arkadaşlarımla konuştum “dedim gidelim yaparız biz bu işi”. “Uyanıyorum” diye bir şarkı besteledik gittik çaldık hatta ilk performansımızda hatalı çalımlarımız bile oldu ama yine de başardık. İnternetten halk oylamasıyla birinci olduk Alen Konakoğlu şarkımızı prodükte etti. Klip çekildi klibimiz aylarca Powerturkte yayınlandı. İşin acı ve komik tarafı biz o grupla bir kere bile sahne almadan Türkiye birinciliği yaşamamıza rağmen anlaşamadık grubu dağıttım. Umarım hepsinin hayatı çok güzeldir. Çocuktuk neticede hepimiz. Ama benim o yaşta gördüğüm saygı yakaladığım başarılar aslında ne kadar güçlü ve güzel bir vizyonum olduğuna hep inandırdı kendimi.

 

 
Diskografini dinlemeye başlamadan şunun da altını çizmek lazım. Şarkılarının söz, beste, aranje, prodüksiyon, mix ve mastering aşamalarını kendim yapıyorsun ki bu işin eğitimini de aldın. Burada tek tek tüm hepsini dinlemek istiyorum. Mesela sözlerde ilhamın ne, sözler müzikle nasıl tamamlanıyor, aranje süreci ve devamı nasıl işliyor sende? Burada aldığın eğitim yanını ve devamında kendini nasıl bu işe adadığını merak ettim.

Maddi olarak güzel ancak psikolojik olarak buhranlı bir ailede büyüdüm ben. Annem babam hep kavga ederdi benimle pek ilgilenmezlerdi içime kapanık büyüdüm onlarla çok iletişim kuramadım kurmak istediğimde zaten dinlemediler. 8-9 yaşlarımda söz yazma yeteneğimi keşfettim ben bir şeye üzüldüm mü yada mutlu oldum mu onlara anlatamadığım şeyleri kafamda melodiler canlanırdı sözler yazardım defterlerime. Ben bu yeteneği de yıllar sonrasında anladım aslında ben daha 8-9 yaşlarımda yapıyormuşum bu işi dedim. Hayatın acı tatlı senfonisinden beslendiğimi anladım. En ufak bir şey yakaladım mı zaten bütün prodüksiyon aranje oturuyor benim kafamda. Yakaladığım başarılar çok fazla sahne almam aslında beni bu işi layıkiyle en iyi şekilde yapmam gerektiğine inandırdı. Barlarda sahne alarak çok iyi enstrüman çalarak çalıp söyleyerek müzik yapmak benim için yeterli bir mantalite değil. O yüzden üniversite için İstanbul’a geçtiğimde 4 yıllık radyo sinema bölümünü bitirdikten sonra Galatasaray ITM de mülakatlara girdim müzik prodüksiyon eğitimi aldım ve her şeyi en iyi şekilde en güzel şekilde öğrenmek için çabaladım. Ben bir işin en güzel şekilde yapılması gerektiğine inananlardanım.

 

 
ve tüm bu süreç sana artık şarkılarını paylaşma zamanını da getirdi ki pandemi döneminde tek tek yayınlamana ve dinleyici bulmana başladı. İlk şarkı “Uzak” olurken “Adamın Sözleri” ve “Aşk Tek Hece” gelmiş devamında. Yaşadığımız süreç ve boşluk adına doğru bir zaman mıydı bu başlangıç, ilk şarkın mesela tüm dijital platformlarda yayınlandı ve neler yaşadın ardından, istediğin bir merhaba oldu mu, her şey içine sindi mi?

Tabi bu sürece gelene kadar eğitimim devam ederken yerel gruplarla sahnelere devam ettim ben özellikle yazlık sezonluk yerlerde. O kadar kötü gruplara denk geldim ki hatta bir tanesinde solist içip içip sarhoş oluyor 5-10 şarkı söyledikten sonra adam yok ister istemez ben şarkı söylemek zorunda kalıyordum. Sesime dair çok güzel tepkiler aldım ve ben bu işi bir grupla değil tek başıma yapmalıyım dedim. Hem geçmiş deneyimlerim hem şarkı söyleyebilme yeteneğimi keşfetmemle birlikte sahnelerden çektim kendimi. Kendi başıma her şeyi yapabilecek güçte olduğumu anladım ben. Pandemi de gelince başladım üretmeye ilk şarkılarımı yayınladım. Tabi maalesef içinde bulunduğumuz piyasa yüzünden de benimde istediğim bir merhaba olmadı ama yanlış anlaşılmasın ben hep büyük düşünen biriyim duyan herkes çok güzel tepkiler verdi ama ben çok daha büyüklerine ulaşabilmek istiyorum içime sinmedi çünkü hep daha iyilerini yapabileceğimi biliyorum. Doğru zamandı ama o zaman onun çıkması lazımdı ki ben daha çok gelişebileyim daha iyilerini yapabileyim.

 

 

“Umut” ile karşılanan bir yılı devamında bir “Yalan” izledi. Tüm şarkılarını kendin bağımsız yayınladın ve tüm her şeye rağmen listelere girmeyi başardığın ilk şarkı “Majeste” oldu ki ben de o vesile haberdar oldum senden. Derken telefonda konuşmaya başladık ve bu şarkının hikayesini de anlattın bana. Burada da okuyucularımızla paylaşalım istiyorum sakıncası yoksa.

Evet pes etmedim durmadım devam ettim öyle yada böyle Spotify’ın dikkatini çektim. Listelere girmeye başladım. Ah “Majeste” çok özeldir. Vakti zamanında sosyal medyada birisini görmüştüm iç çekmiştim ne kadar güzel bir kadınmış diye. Baya uzun zaman geçti kaderin cilvesi İzmir’e geri dönünce çalıştığım yerde onu gördüm müşteri olarak gelmiş. Onu görünce kıp kırmızı oldum hani en başta yazmıştım ya ilk defa bu kadar heyecanlanmıştım mutlu olmuştum içim bulanmıştı diye bu ikinci defa oldu işte o kadına oldu :) istemsiz yanına gittim bir anda muhabbet etmeye başladım. Tanıştık onunla müthiş bir gece geçirdim en azından ben öyle olduğunu düşünüyorum neyse o gidince ben odama kapandım ve saatler içinde sözünü yazdım müziğini yaptım. O sabah gitmişti ama ben hiç uyumadım bile akşam oldu hemen eski grup arkadaşım Hakan’ı aradım buluştuk şarkıyı dinledi gecenin bir saati taksiyle Hakan’ın gitarını almaya gittik sağolsun çok güzel istediğim gibi çaldı ve Majeste ortaya çıkmış oldu.

 

 

 

“Majeste” ile yükselen çıta bir sonraki şarkı ile devam etti ki “Kuşat İçimi” aynı zamanda klip de çektiğin ilk şarkın oldu ve şu anda en çok dinlenen şarkın olarak da görünüyor. Bu şarkıya dair henüz anlar, anılar çok taze. Bir şekilde her şarkı bir sonraki şarkının sanki sinyalini veriyor ve seni daha mı iyi anlatıyor bize ya da sen mi daha iyi anlıyorsun sürecini ve rotanı bu akışın içinde? Bir sonraki şarkıda yeni bir yılda olacağız :)

Ben hikayeye devam edeyim “Kuşat İçimi”yi de “Majeste’yi yazdığım kadına yazdım ben onunla biraz daha vakit geçirdik ona bir şarkı yaptığımı biliyordu adının “Majeste” olduğunu biliyordu ama şarkının çıktığı gün bana bir geri dönüşte bulunmadı iyi veya kötü ondan hiç bir geri dönüş gelmeyince “Majeste”nin yayınlandığı aynı gün “Kuşat İçimi”yi yaptım. Hemen ertesi günü “Unuttum Sanma Seni” ve “Kanatlarım Yok” şarkılarını yaptım tabi bunlar daha yayınlanmadı. İşin komik tarafı o bunların hiç birini bilmiyor en başta demiştim ya içime kapanık büyüm diye aslında söylemek istediğim çok şey vardı ona ama söyleyemedim maalesef belki de söyleyecektim ama söylesem de bir önemi yok izlenimi verdi bana ama her ne olursa olsun dilerim ki çok mutlu olsun.

 

 
ve yeni bir yıldayız ve yeni şarkıların da hazır. Bir önceki sorunun yanıtını dinleyen biri olarak ben aldım ama buradan da dinleyicilerine biraz bahsetmiş olalım. Yine yeni şarkılarının da tüm ekibi sensin, bu hep böyle mi devam edecek, bu durumdan memnun musun yoksa ilerleyen zamanlarda farklı sürprizlere açık mısın. Mesela akustik ya da cover sunumlar, düet ya da sahne performansları. Bu yeni yılda ve hatta devamına neler beklesin seni ve sen adına bizleri?

Hayır bu hep böyle devam etmeyecek edemez, ben fikirlere düşüncelere çok açık birisiyim yeter ki birisi veya birileri mantıklı güzel şeylerle gelsin. Çok yoruluyorum bazen her şeyi bir başıma yapmak zorunda kaldığım için süprizlere açığım çokta güzel karışlarım. Sadece bu yılda veya devamında değil ben hayatımda pek anlaşılabilir birisi olmadım maalesef bir gün öleceğim ama ben dilerim ki beni yapmak istediklerimle sanatımla müziğimle anlasınlar ben iz bırakarak gideceğim bu hayattan buna inanıyorum.

 

 

Seninle önceki sohbetimde uzun uzun müzik dünyasını konuştuk. Bağımsız olmayı, alternatif müziği ve ülkemizdeki sürecini, şirketleri, radyoları, amatör – profesyonel tüm platformları. Bir yerde aslında aynı yerde durduk hep, yani müzisyen olmanın her şekilde ülkemizde keyifli olduğu kadar olan zor yanlarında da. Mesela burada da bir özet yapalım. Bize lütfen bir müzisyen olarak karşılaştıklarını anlat, hayallerini, heyecanlarını sırala, müziğinden beklentini, müzisyen olarak hayallerini?

Kısa özet geçeceğim evet umarım bu yazıyı insanlar okur. Özellikle güçlü insanlar. Bakın ülkemizde çok değerli isimler var ancak bir döngü olmuş her şey popülarite üzerinden gidiyor. Onu şu dinler mi çok dinlenir mi ne kadar kazandırır evet bu önemli saygı duyuyorum ama bir yere kadar. Bunun üstünde duruyor bu isimlerde. Bizim gibi benim gibi bu işi kalbiyle yapan insanlarında önünü açın açarsanız inanın bana her şey çok daha güzel olacak ve sizlerde çok güzel işlerde pay sahibi olacaksınız. Çok daha büyük kazanacaksınız maddi ve manevi. Ben iz bırakacağım, hissediyorum biliyorum ve bir gün bende inanan herkese destek olacağım söz veriyorum.

 

 

Hayatla aran nasıl ötesinde, nelerle mutlusun, vazgeçemediklerin neler mesela müzik dışında?

Hayatla aram güzel olsun diye uğraşıyorum aslında ama ben biraz fazla orijinal bir karakterim sanırım bazen kendime çok kızıyorum mesela bundan dolayı. Kendimi kocaman kalabalığın içinde çok yalnız hissediyorum bazen, ufacık yaşımda da o yüzden müziği seçtim bunu daha iyi anlıyorum. İnsanlar beni dış görünüşümden dolayı çok yargılıyor çok yakışıklısın, çok sert duruyorsun sen kesin şöylesindir böylesindir vs. Bundan dolayı çok yoruldum. Aslında çok eğlenceli ve iletişim odaklı birisiyim ben ama insanlar iletişim kurmak yerine ön yargılarına sığınmayı tercih ediyor. Köpeklere bayılırım ben ha bir de Galatasaray.

 

İlk aldığın albümü hatırlıyor musun, ilk yolculuğunda sana eşlik eden isimleri?

Hiç unuturmuyum Oasis “Whats the Story Morning Glory” :)

 

Peki ya sahne, uzun zamandır ayrısın, bir konser planı var mı önünde?

Ben artık sahne alacaksam kendi şarkılarım ve gerçekten kaliteli şarkılarla sahne almak istiyorum. Beni dinlemeye gelen herkesle gönülden bağ kurmak istiyorum.

 

Bir cover dinlemedik mesela senden, bir şekilde şarkılarını söylemeyi istediğin birileri var mı mesela?

Aslında dinlediniz çünkü şarkım bir cover bu ülkeden çıkmış nadide ve underrated kalmış bir grup 110 un şarkısı. Evet var MFÖ ile tanışmayı onların engin bilgilerinden faydalanmayı onlarla şarkı söylemeyi çok isterdim mesela. Az önce dedim ya orijinal bir karakterim diye mesela Hayko Cepkin ile tanışmayı onunla şarkı söylemeyi isterdim mesela Duman!dan Kaan Tangöze ile neden bilmiyorum ama sanki bu iki isim beni iyi anlardı diye hissediyorum içlerinde Rockn Roll ruhu olduğunu düşünüyorum. Şebnem Ferah’ın güçlü sesine eşlik etmek isterdim. Koray Candemir ile birde ben “Kalamış Parkı” düeti yapmak isterdim mesela. Efsanelerimiz Barış Manço, Cem Karaca’yı yazmadım bile huzurlar içinde uyusunlar. Erkin Koray ile de deli gibi Rockn Roll yapmak isterdim.

 

Genel olarak müzik piyasası ile aran nasıl, kimleri dinleyebiliyorsun, akışı takip edebiliyor musun mesela?

Akışı yakından takip ediyorum güncel birisiyim ben. Aktif olarak oturup dinlediğim birisi maalesef yok. Piyasada şuan hakim olan ilginç müzik türü bana hitap etmiyor ruhu olmayan bir müziğe saçma sapan sözler yazıp bunlarla piyasaya gelmek saçmalık her şey para değil sosyal medya maymunluğu yapıp takipçi kasıp şarkı yapmak MÜZİK BU KADAR UCUZ DEĞİL.

 

ve deprem sürecinden sonra ilk söyleşim, çok kayıbımız var, iyileşmek için müziğe de ihtiyacımız. Bu sürece dair bir şarkı seçer misin bize, vedamızı onunla yapalım.

Bununla ilgili size çok şey yazardım ama acımız çok taze ve can kayıplarımız çok bu olay beni çok etkiledi zaten Masal adında bir şarkı yazdım orada tüm derdimi anlattım buraya dip not olarak düşsün bu. Canları giden herkes huzur içinde uyusun bunu dilerim tüm kalbimle. Ailesiz kalan bütün güzel insanlar öksüz kalan güzel kardeşlerim sizin için bir şey diyemem demem haksızlık olur çünkü sizin acınızı bilemem bunun hakkında yorum yapabilecek kadar bencil değilim ben. Seçtiğim şarkı The Verve Bitter Sweet Symphony.

 

 
 
 
 
https://open.spotify.com/artist/0JKjrjf9BmI7a5hI1ckUg0?si=PafdEyMESS2P_bZ9gYVswA   Her perşembeyi cumaya bağlayan gece yeni şarkılar ekleniyor biliyorsunuz listelere ki bu hafta neler dinleyeceğiz diye baktığımda karşılaştım "Majeste" ile. Derken haftanın en iyi şarkıları listemde yer aldı ve sonrası da tanışmış oldum kendisi ile. Sevgili Gökhan ile ayın ilk günlerinde bir araya gelme şansımız da oldu ve kendisini daha yakından da tanıdım sohbetimizde. Müziğe çocuk yaşlarda başlıyor ve sonra bir anda kendini sahnelerde buluyor. Ama bu işin eğitimini tamamen almak ve doğru adımlarla yürümek istiyor; geçen süre içinde de bunu başarıyor. Sonra yazdığı sözleri, besteleri kaydediyor mix ve masteringini tamamlıyor ve pandemi sürecinde yayınlamaya başlıyor. Tanışmama vesile…

Genel Bakış

Kullanıcı Oylaması: 4.9 ( 1 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*