“Haftanın Söyleşisi”nde bu hafta çok değerli bir müzisyeni aynı zamanda çok sevdiğim de bir dostumu konuk ediyorum. Sevgili Ece Şeşen bizlerle.
Uzun yıllar aldığı eğitimden vokalistlik sürecine ve şimdilerde de yeni şarkıları üzerine uzun uzun konuşacağız. Ece ile ortak dostumuz ve vokalini yaptığı Burcu Tatlıses’in lansman konserinde karşılaştık ilk kez. O kadar güzel bir enerjisi vardı ki kırk yıldır tanışıyor gibiydik. Ben de birçok kişi gibi Şeşen ailesinin (Gündoğarken) bir ferdi sanıyordum ki aynı kaderi Burcu da yaşıyordu malum; ama ikisinin de yaşadığı sadece soyadı benzerliğiydi. Sonra çok sık bir araya geldik öyle ki Nilüfer Festivali konserlerine beraber gittik ve çok eğlendik birlikte. Sonra Ceylan Ertem ile çalışmaya devam etti ve hem sahnede hem de YouTube yayınlarında o güzel sesini duymaya çalıştık hep.
Derken pandemi kapımıza geldi çattı. İsmail Karayün’ün ilk albümü hazırlık sürecindeydik ve bestesi olan “Hesap” için kendisini düşünmüştü. Bu daveti kabul etmesi o kadar güzeldi ki ilk kez dijital platformlarda yer alacaktı, havalara uçtuk. Stüdyoya beraber girdik ve hemen devamında şarkının klibinde Ece’li sahnelerini sevgili Behlül ile Şile’de tamamladık, o gün de çok eğlenmiştik.
Sonrası peki neler oldu. Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars ile kesişti yolu ve beraberinde o gün bugündür sahne almaya devam ediyor kendileri ile. Yılın bu son aylarında da iki güzel şarkı armağan etti bizlere ki devamı da gelecek; ama o şarkıları beklerken ve yeni şarkısı sıcağı sıcağına bizlerle buluşmuşken bir söyleşi yapalım istedim ve haftaya bu güzel ses ile merhaba diyelim istedim ve o kadar güzel, içten, tertemiz ve samimi bir müzisyen dostumla bir kere daha buluşmanın mutluluğunu yaşadım. Müziğin bu keyifli duraklarında nice buluşacağımız güzel renklerine, keyifli nicesine diliyorum ve çok teşekkür ediyorum kendisine.
Kadri Karahan / Editörün Notu
Sevgili Ece yılın bu son günlerinde bize iki şarkı armağan ettin ki yıllara dayalı dostluğumuz var ve biz bu şarkıları çok bekledik. Üzerine elbette konuşalım ama öncesi en başa dönelim ve sesini ilk kez ne zaman keşfettiğini dinleyelim, ilk adımlarını ve o ilk heyecanlarını; ilk yıllarında Ece adına bir gün buralarda olmayı ne kadar istiyordu, diliyordu?
Annemin karnında çokça maruz kalmışım müziğe, evde müziksiz vakit geçirmezmiş, sağ olsun. Ailemizde müzisyen yok lakin babamın amatör şarkı söylediği yılları olmuş. —Ömrümün en çok sorulan sorusunun cevabını güzel okurlarınla paylaşalım :) Memleketin biricik amcası rahmetli üstad İlhan Şeşen’in kızı ya da yeğeni sanıldım her daim. Akraba değiliz, keşke onunla hatıralarım olsaydı. Müziğiyle kurduğum can bağı, kan bağından ötede, her daim sevgiyle şarkılarını söylemeye devam edeceğim.
Biyografinden vokal çalışmalarına Devlet Çok Sesli Korosu Ses sanatçısı Esin Hoşsöyler ile başladığını ve 2009 yılında Sakarya Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Türk Müziği bölümünü kazandığını öğreniyoruz ve yine bu süreçte korolar, korist – solist sahneler seni bekliyor ve burada da çok değerli isimlerle çalışma şansını buluyorsun? Biraz bu eğitim sürecini dinleyelim mi, nasıl bir öğrenciydi Ece ve kendini bugünlere oralarda nasıl hazırladı?
İlk adımlarımla içimdeki tutku dile gelmiş diyorlar. İki yaşında elimdeki emziği mikrofon yaptığıma dair hatırlar anlatırlar bana. “Yağdır Mevla’m Su” :) Hepsine ait fotoğraflar da görünce, hiç hatırlamadığım o yıllardan beri anlaşılır şekilde şarkı söylediğime inanıyorum ben de :) Ortaokul yıllarımda kendimi turnelerde hayal ederdim. :) Geçen gün turneden eve dönerken aklıma geldi, ekip arkadaşıma dedim ki: çok yorulduk ama içimdeki küçük Ece çok mutlu :) “Adam Olacak Çocuk” programına çocuk inadıyla gitmemiş, anne babasını çok uğraştırmış bir Ece olarak; belki de kariyerimi orada geciktirmiş bile olabilirim.
ve derken vokal süreçleri başladı. İlk kiminle bu yola çıktın; bizim tanışıklığımız sevgili Burcu Tatlıses ile çalışma sürecinde gerçekleşti. Birlikte uzun süre boyunca sahnelerde yer aldınız ki yavaş yavaş solo konserlerine de tanıklık ettik eş zamanlı. Daha yakın eski bir zamana dönecek olursak müziğin vokalist yanındaki Ece’nin o yıllarına dönelim önce, oradaki müzisyenliğine, anlarına ve anılarına, deneyimlediklerine; sonra o çok sevdiğimiz düete gelelim.
Lisede ve konservatuvara hazırlanırken batı müziği solfej eğitimi almış olmamın etkisiyle, zaten çok sesli müziğe ilgim büyüktü. Koristliği her zaman çok sevdim ben. Bir akoru tınlatmak müthiş bir his. O hissin arkasından gittiğim için aşırı memnunum. Ekip çalışması, ekip heyecanı, provalar, sahneler.. Bir ekibin enstrümanı oluyorsunuz vokalistlik yaparken, çok büyük renk katıyor bence. İlk turnemi sevgili Burcu Tatlıses ile yaptım, senelerce çok eğlenerek ve güzel gözlerle buluşarak konserler verdik. Bende yeri çok ayrı bir dönemdir. Ve seninle de orada tanıştık canım Kadri.
Derken yine çok sevdiğimiz Ceylan Ertem ile kesişti yolunuz ki birlikte uzun zaman sahne aldınız. Bu sahneler devam ederken Ertem’in YouTube / dijital için hazırladığı projede de yerin oldu ve bu süreçte de sesini duyanlar ve seni daha çok dinlemek isteyenler ile karşılaştık. Cenk Erdoğan başta birçok önemli isimle de bu süreçte birlikteydin ve bu birlikteliği de senle karşılaşmışken dinlememek olmaz elbette.
Vokalistliği bu kadar sevmemden ötürü gelen güzel projelerle heyecanım devam etti hep. Sinan Erkoç, Ali Güven gibi isimlerle de çalışma fırsatım oldu. 2015 yılında canım Cenk Erdoğan’ın orkestra şefliğinde biriciğimiz Sezen Aksu’nun “Sezenli Yıllar” projesinin stüdyo vokalliğini yaptım, onlarca şarkıyı orkestra için seslendirdim ve bu kadarı bile çok mutluluk vericiydi. Bu vesile ile minik serçemize sarıldım, öptüm, dünya gözüyle sevdim onu. Hemen ardında ki süreçte 2017 de Ceylan Ertem ile çalışmaya başladık. Tam 3,5 sene süren, alanında çok başarılı isimlerle enfes konserler, turneler, YouTube performansları ve komik anlar var o dönemimde. Bambaşka deneyimler kazandım, müteşekkirim hayata.
“Hesap” düetinin sürecini birlikte yaşadık. İsmail Karayün’ün ilk albümünde yer alan bu şarkıyı birlikte seslendirmenizin ilk anından (stüdyo) son anına (klip) sürecine birlikteydik. Klip sürecimizde de özellikle ne kadar güzel anılarımız var. Sesinizin bu denli yakışması, şarkının bu denli sevilmesi aynı zamanda yaşadığımız covid sürecinde bize o çok iyi gelmesi derken yeniden anımsayalım ve senden dinleyelim istiyorum başından sonuna bu hesap’laşmayı. Yayınlanan ve sesinle dijitalde buluştuğumuz ilk şarkındı çünkü.
Pandeminin can yakan etkilerinden nasibini alan kocaman bir sektörüz malum. Ceylan Ertem ile pandemi başında yollarımız ayrılsa da pandemi sonrası sektör canlandıkça YouTube çekimlerinde yine bir araya geldik ve keyifle ürettik. 2020 başlarına kadar hastalıklarla geçen yorucu sürecimin arasında, dostum İsmail Karayün’ün teşvik eden davetiyle yeniden canlanmış hissettim. Ödül gibi bir histi. Sağ olsun. Hem sözleri, hem makamsal bestesi, hem de seslerimizin uyumu ile kendimi ait hissettiğim bir proje olarak hala mutluluk veriyor. Düetimiz “Hesap” ile kariyerimin ilk video klibi de gelmiş oldu. Ve bu klibin bana ait görüntülerini tüm titizliğin, eğlenceli tavrın ve neşenle sen yönettin canım Kadri. Ne güzel anılar ya hu
2022’den bu yana da Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars bünyesinde solist olarak konserlerinde yer alıyorsun ki bu sürece henüz tanık olamadım. Yolunuz nasıl kesişti ve görebildiğim kadarı ile de yoğun bir konser akışınız var. Bu ekibin parçası olmak nasıl peki, sahnede neler yaşanıyor, beraberinde nasıl bir dostluk var. Bu arada grupla çalışmanın eminim birçok anısı da oluyor, belki kendileri ile ya da diğer ekiplerle özellikle unutamadığın bir an var mı bizlerle paylaşmak istediğin.
Evet, sektör yeni yeni canlanmaya, yasaklardan sıyrılıp konserlerin başladığı süreçte, 2022’de Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’a dahil oldum. Öyle eğlenceli bir ekibiz ki.. Hem göze hem kulağa rengarenk bir şölen yaşıyoruz dinleyicilerimizle.. Ayhan abinin kendi hatıralarından aktardığı komik anlara tanık olmak da ayrı bir güzel.. 14 Aralık’ta Küçükçiftlikpark’ta bizimle ol lütfen..
ve hepsi kuşkusuz çok değerli ama bir isim var ki onun şarkılarını da söylemeyi çok seviyorum biliyorsun, evet Sezen Aksu.Yine Gündoğarken, İlhan Şeşen Vedat Sakman, ve daha birçok isimle de yolunun kesiştiğini biliyorum. Bir zamanlar onlarla her şey daha mı güzeldi Ece; nasıl ilham oldular sana ve hayallerine, başka hayalleri var mı Ece’nin, bu söylemek istediği şarkı da olabilir, sahnede yan yana gelmek istediği de, evrene bir mesaj olabilir belki.
Ben, tek bir çeşit müzik dinleyen biri olamadım hiç. Her dönemime bambaşka tarzlar, isimler eşlik etti. Bu yüzden repertuvarım da oldukça genişlemiş oldu. Bünyemde bir yelpaze barındırıyor gibi hissediyorum. Ve aslında bu his benim rotamı, yapmak istediklerimi sıraya koymamda en zorlu avantaj oldu açıkçası. Çünkü ilk yıllardan beri bir tarzı diğerinden daha çok seviyorum diyemedim. Çocukluğum 90’ların göbeğidir. Mıh gibi aklımda, kalbimde o şarkılar.. Küçük Ece saçlarını savura savura “Of Aman Nalan” şarkıları söylerdi mesela. Hem pop severdi, hem sanat müziği. Herkesin aksine popüler olmayan şarkıları daha çok severdim, ki hala onları söylüyorum konserlerimde. Sanki benim şarkılarım onlar.. Ortaokuldan liseye geçiş sürecimde İbrahim Erkal, Mine Koşan, Kibariye vb. isimlerin şarkılarından bir karışık kasetim de vardı. Lisede Gündoğarken, Ortaçgil, Sakman, Doğan Canku, Zuhal Olcay, Ayşegül Aldinç albümlerini idrak ediyordum. Aynı zamanda rock albümleri; Kargo, Özlem Tekin, Şebnem Ferah.. Aynı zamanda Ezginin Günlüğü, İncesaz, Dilek Türkan, Zeki Müren, Avni Anıl, Zekai Tunca.. Şu satırları yazarken bile son vermek istemiyorum sanki, tüm isimleri sayasım var. Onlar benim gizli öğretmenlerim.. Her birinden kendimce çok şey öğrendim.. Çok saygı duyduğum için kulisine girmediğim, sarılmaya, şarkısını söylemek istediğimi söylemeye çekindiğim ustalar oldu ve bazıları artık yaşamıyor. Her şeye çok vaktimiz var sanıyoruz. Yanından geçen tren bir daha dönmediğinde anlıyorsun, durunca binmen gerekirdi. :) İçimde kalan bazı isteklerim var müzik adına. Kaçan trenleri sonradan düşünüp tüh dememek için, yeni yılda hem sarılıp hem şarkılarını söylemek istediğim insanlar var. Ertelemek yok inşallah :)
ve şimdi iki yeni şarkı var; doğru zaman olduğuna inandın ki neden bu kadar bekledin diye sormam gerekiyor mu bilemiyorum ama sanırım en başta sevgili İsmail Karayün’e çok şey borçluyuz bu anlamda. “Hesap”tan sonra “Çıkarma Aklından” kalbini yakaladı ve o doğal çekim kayıtı bir sene sonra Miraç Yavuz tarafından düzenlendi ve kalbimize çok iyi geldi. Nasıl tepkiler geldi, okudum hepsini ama sen nasıl yaşadın bu şarkıyı ve devamı gelen onca alkışı, heyecanı?
Evet.. Kariyerimin ilk solo çalışması bu senenin sonbaharına, en sevdiğim mevsime doğdu. Tam da iç sesime kulak verdiğim yeni sürecimde canım dostum İsmail Karayün, fitilin baş ateşleyicilerinden oldu. 2024’ün Eylül’ünde hediye ettiği bu bestede, hislerimin aynası sözlerle soğumuş kanım hızlandı adeta. Hayalimdeki müzikal çizgiyi Miraç Yavuz aranjesiyle yakaladık. Volkan Coşar Trompet icrasıyla nefesini şarkıma hediye etti, Kubilay Sanat perdesiz bas gitar ile şahane tınladı ve ilk adım atılmış oldu. Dinleyicilerim, ailem, dostlarım; her şeyden habersiz bi sabah şarkımla karşılaştıklarında, tebrikleriyle telefonum susmadı, mesaj kutuma yetişemedim. Şarkımı öyle sahiplendiler ki, istatistiksel verilerde güzel sonuçlar doğdu. Desteğini eksik etmeyen herkese, İsmail Karayün ve ekibime çok teşekkürler.
Sistemin ya da sektörün böyle bir beklentisi var, ara açılsın istemiyor ve hemen devamında yine gel diyor, sen de kulak verip çok geçmeden bir Taygun Yılmazberk şarkısı ile geliyorsun: Tutmuyor Yüzüm. Bu ismi bir önceki şarkının kapak fotoğrafından anımsıyorum ki hem seni bu vesile kendisini, hem bu şarkı ile buluşmanın hikayesini de hemen sıcağı sıcağına ekleyelim istiyorum söyleşimize. Bu kez nasıl bir şarkı bekledi dinleyicini, devamında neler olacak ya da neler bekleyeceğiz?
Vizyoner bakış açısı, çalışkanlığı ile hayal gücümü tetikleyip, yeni üretimlerim için bana alan açmaya devam eden kıymetli Taygun Yılmazberk ile 10 sene evvel tanıştığımızda kendi yazdığı sözlerden, bestelerinden bahsetmişti. Bu dönemde yeniden bir araya gelişimiz, o hayalleri canlandırdı ve yılın bu son ayında ikinci solo çalışmamı birlikte hayata geçirmiş olduk. Kendisi, profesyonel fotoğraf sanatçısı olduğu için her iki teklimin kapak fotoğraflarında da ( tam da zevkime uygun ) onun imzası var. Daha önce kendisinin de söyleyip yayınladığı bestesi “Tutmuyor Yüzüm” ün yeni aranjesinde Fedai Tayyar ile çalıştık ve duyduğum soundtan çok memnunum. Kendisine tüm titizliği ve yaratıcı fikirleri için yeniden teşekkür ediyorum.
Günümüz müzik dünyasında olan bitene bir müzisyen olarak nasıl bir hassasiyet içindesin. Genel olarak coverlar, feat.ler, rap müzikte kirli sözler, alternatif-rock müzikte bağımsız işler, popüler müzik dünyasında beklenenin gerisindekiler. Özetle nasıl bir dinleyici oldu Ece, bugün nasıl bir seçicilikte; plaklardan kasetlere, CD’lerden dijitale; geçişler arasında en çok nerede mutluydu, şimdilerde nasıl bir dengede, ilişkide?
Günümüz müzik dünyası, günümüz gibi Kadri’cim. Ben şaşırmıyorum artık. Sosyoekonomik düzeyimiz, kaygılarımız, hayata yetişme çabamız.. Her şey müziğe yansıyor. Çağ bozuldu, müzik de onu izliyor. Emeklerimizin atlı gibi koşturulması hiç hoşuma gitmese de, “ben de varım” diyebilmek için yaşadığımız çağa ayak uydurmak zorundayız. Dinleyici seçici olsun ve neyi büyüttüğüne aysın çok isterim.
Bunca emek kalplere, kulaklara ulaşsın diye kaygı duymamak mümkün değil. Çünkü doğurduğunuz çocuk iyi ortamlarda, hak ettiği gibi büyüsün istiyorsunuz. Şekil değiştiren dijital yayın koşullarına ayak uydurmaya da zorluyor sistem. Bu çağda ürettiklerini tek bir albümde yayınlamaktan ziyade, kısa aralıklarla sürekli olarak sunmanı istiyor ve biz de şimdilik bu yolu deneyimlemeyi seçiyoruz.
Bunca emek kalplere, kulaklara ulaşsın diye kaygı duymamak mümkün değil. Çünkü doğurduğunuz çocuk iyi ortamlarda, hakettiği gibi büyüsün istiyorsunuz. Şekil değiştiren dijital yayın koşullarına ayak uydurmaya da zorluyor sistem. Bu çağda ürettiklerini tek bir albümde yayınlamaktan ziyade, kısa aralıklarla sürekli olarak sunmanı istiyor ve biz de şimdilik bu yolu deneyimlemeyi seçiyoruz.
ve son olarak iyi ki yolum kesişti dediğim insanlardansın ve bu yolculukta çok kıymetlisin, daha nice kez buluşabilmeyi diliyorum ki çok az kaldı önümüzde yeni bir sene var. Bu sene adına bu şarkıların yanında neler sundu, neler ekledi. Yeni yılda neler bekliyorsun, temenni ediyorsun. Hem kendin, hem dinleyicilerin, hem müzik, hem hayat için neler dilersin, neler söylemek istersin; çok teşekkür ediyorum bu güzel buluşma için bir de. Lütfen yine çok özlemeyelim, arayı çok açmayalım.
Sohbetimizin en başında dediğim gibi, iyi ki varsın Kadri.
41 yaşımın nazar boncuğu bu çalışmalarla, sana konuk olmaktan çok mutlu oldum. Bambaşka bir deneyim yolu açtım bu vesileyle kendime. Yapılacakların yanına tik atmak müthiş huzur veriyormuş insana. Dünyada ve çevremde olup bitenlerden fazlaca etkilenip solo kariyerimi ertelemiş oldum ama hem yazdığım sözlerle hem gönlümdeki cover çalışmalarıyla, hem dostlarımdan gelen bestelerle artık tüm yelkenler fora umarım.
Müzik Ekspres Alternatif Ruhun Gıdası

