EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Güler Özince

Güler Özince

“Haftanın Söyleşisi” yeniden sizlerle. Müzik Ekspres’in en arşivlik ve benim için en değerli köşesinin yeni sezon sohbetleri Güler Özince ile başlıyor.

Geçtiğimiz ay Kadıköy Sahne konserinde bir araya geldiğimiz ve doya doya da dinleme şansını bulduğumuz Özince ile yine yakın zaman önce yeni şarkısı “Eksik Kalır” isimli şarkısında buluşmuştuk. Yıl içinde yayınladığı şu an için ilk ve tek olan bu şarkısında kendisine müziğin divalarından sevgili Birsen Tezer eşlik etmişti. Bu yılın en güzel buluşmalarından birinden yıllar öncesine uzanalım ve o süreci bir kere daha dinleyelim ve arşivimizde bu özel buluşmayı saklayalım istedim.

“Merkür Retrosu” ile kapımızı çalan Özince devamında hız kesmeden single ve ilk albüm çalışması ile dinleyicisinin sevgisini kazandı. Bugüne kadar elbette yolumuz çok kere gerek çalışmaları gerek ortak dostlarımız üzerinden kesişse de ilk defa konuk etmenin ve uzun uzun konuşabilmenin heyecanındayım. O doğru zamanın bugün olmasından dolayı da çok mutluyum çünkü yeni bir mevsime girdik ve önümüz bir süre kış ama onun şarkıları ile biz hep bir yazı yaşıyoruz, bir yanımızda notaları güneş oluyor ve ısıtıyor içimizi nerede olursak olalım.

“Ben şarkılarımı benim dışımda birilerine daha iyi gelsin diye yayınlıyorum. Buna elçilik etmekten sakınmayın lütfen kendinizi” diyor sevgili Güler; buradaki samimiyeti görmememiz olmaz ki zaten hissediyoruz. Ben o gün konserinde ilk kez canlı canlı dinleme şansını buldum ve adıma çok iyi bir dokunuş oldu bu, bu ay Ankara konseri olacağının da bilgisini de aldım; elbette playlistimizde hep açık kalsın şarkıları ama lütfen bir konserinde ayrıca dinleme şansını bulun kendisini ve güzel ekibini, minnettarım. Bu arada sevgili Sinan Gürsoy’a da bir teşekkür yollayalım bu güzel söyleşi için ve kendisi ile, tüm ekibi ile yeniden ki mümkünse tez zamanda buluşmanın heyecanı aşkla ve iple çekelim.

Kadri Karahan

 

 

 

İnstagram

Youtube

Twitter

 

 

 

Bir klasik olarak ilk soruda en başa dönelim istiyorum ki müzikle olan ilk buluşmanızı merak ediyorum, o ilk heyecanınızı; bir istek hep var mıydı bir gün için yoksa zaman içinde alınan bir yol muydu müzik; ilk adımlar nasıl atıldı, ilk sahneye nasıl çıkıldı; neler oldu orada ve ne kadar hazırdınız artık şarkı yazmaya, bestelemeye, söylemeye?

Daha önceki dijital sohbetlerimdeki klasik başlangıcı yapayım o zaman :)

İlk şarkımı yaklaşık 8 aylık bir bebekken söylemişim. Yani kendimi bilmediğim zamanlardan bu yana şarkı söylüyorum :) İlk kez bir akraba düğününde klavye çalan müzisyenin yanına gidip “ben de bir şarkı söyleyebilir miyim abi” diyerek sahneye çıkmıştım. ilk bestemi 14 yaşında yazdım. Harçlıklarımı biriktirerek aldığım, canım limon kasası ilk gitarımla. Beste yapmanın ne demek olduğunu henüz tam olarak kavrayamadığım yıllardı. Güdülerimi ve hislerimi müzik katkılı bir anlatım şekliydi benim için şarkı yazmak. O gün bugün müzikli dışavurumcuyum :)

 

 

“Merkür Retrosu” sizinle buluşma şarkımız ve bir yerde ilk göz ağrınız belki de. Bir dizide yer alması ve eş zamanlı Sofar İstanbul sahnesinde buluşması sonrası adeta bir sihirli değnek misali şans getirdi size ve belki de beklediğinizden çok daha büyük bir ilgi gördü. Belki bin defa anlattınız ama ben hikayesini ve sürecini bir kere daha dinlemek istiyorum.

Dediğiniz gibi hiçbir beklentim yoktu, Hatta aslında “Merkür Retrosu”nun “Baba Candır” dizisinde yayınlanan versiyonu bir demo kayıttı. Ben şarkının demo haliyle yanınlanmak istemesini bile garip bulmuştum o sıralarda ama sonuçta yönetmen çok istemişti. Pek de keyifli sayılmadığım bir dönemimdi. Varsayımsız, ve beklentisiz bir hal içinde kabul etmiştim yayınlanmasını. Sonrası, sizin az önce belirttiğiniz gibi gelişti ve “Merkür Retrosu”nu yayınlamak kaçınılmaz oldu :) İyi ki öyle oldu…

 

 

2020 pandemi süreci ve son sekiz yılda yaptığınız bestelerden oluşan ilk albümünüz hayata geçiyor: Zihnimin Odaları”. Hepimizin kendi iç hapsine bir dış ses oluyor şarkılarınız; bu biriken ve devamında peş peşe hayata geçen şarkılardan yola çıkarak şunu sorabilirim burada; ilham nasıl geliyor, notalara nasıl dökülüyor; ne zaman son noktayı koyuyorsunuz; bir müzisyen olarak hassasiyetiniz, hal ve edanız nasıl o duvarların içinde?

Bunu açıklamaya en yakın örnek; doğum ile çok benzer geliyor bana tanım ve süreç anlamında. Çünkü bir şarkının ortaya çıkma anını, metaforik olarak bir doğumla çok benzer buluyorum. Elimde gitarımla zaman geçirirken, bir anda bildiğim bir şarkıyı söyler gibi, çalmaya ve söylemeye başlıyorum. Tıpkı doğumda olduğu gibi, bir anda gerçekliğimizdeki dünyada var oluyor şarkı. Elini yüzünü temizleyip, büyütüp geliştiriyorum onu, çala söyleye… Ama ortaya çıkmasına neden olan sancılı süreçin bir ödülü olarak doğuyor aslında. Ardında hatırı sayılır bedeller, konforlu alanınızın düzenini değiştiren süreçler oluyor. O yüzden anlamışımdır öteden beri ”hepsi benim bebeklerim, eserlerimin hiçbirini ayıramam” diye kurulan ünlü besteci demeçlerini :)

 

 

“Bir şarkıya sahip olmak elbette çok güzel, ama onu benim için bu kadar özel kılan bir diğer güzellik de; şarkının çok sevgili canımız Tarkan’ın nefesi üzerinden yankılanıyor olmasıydı” dediğiniz “Müteşekkir”e gelelim istiyorum. Geçen yıl yayınladığı son albümünün en sevilen şarkılarından biri oldu bu çalışma. Peki bu şarkının yolculuğu nasıl başladı, Tarkan ile nasıl buluştu; nasıl bir iz bıraktı siz de ve nasıl geri dönüşler aldınız?

Bu cümleye mistik ve kozmik bir yoldan gireceğim izninizle…:)

Dünya’ya benim algı kapılarımın aralığından geçip gelmiş olduğu için, çok müteşekkir hissettiğim bir şarkı oldu. Doğmak için beni, iletilmek için sevgili Tarkan’ı seçmişti. Yani en başından beri onun adına yazılmış bir şarkıydı benim için. Şarkının yazarı ve bestecisi ben olsam da, çok sevgili Tarkan’ın muazzam yorumladığı, eksik olmasınlar dinleyiciler tarafından da çok güzel bir kabul görmüş bir Tarkan klasiği adayı oldu öyle sanıyorum ki “Müteşekkir”.

 

 

Bir gün bir sahnesinde birlikte de dinlemiştim sizi, son çalışmanızı da kendisi ile bir düet olarak yayınladınız. Biliyorum ki Birsen Tezer söz, beste açısından çok seçicidir; bir megastardan bir divaya dokunuşu adıma ben çok heyecanlı buldum. “Eksik Kalır” bu yılın en güzel buluşmalardan biri benim adıma ya sizin adınıza? Yine kalbim uzun uzun dinlemek istiyor Tezer aşkınızı, buluşmanızı, stüdyonuzu, klibinizi ????

2014 yazında Kaş’ta tanışmıştık ilk kez. O günden sonra hiç kopmadı iletişimimiz. Müzik kariyerime çok değerli dokunuşları olmuştur. Canım Birsen, benim için çok özel bir yerde duracak her zaman. Aynı şarkıdan ortak bir hatıra yaratmak: zamanını hiç kestiremesem de, bi’ gün gerçekleşeceğine inandığım bir dilekti. Ve ne mutlu bana ki gerçekleşti…

 

 

Geçtiğimiz günlerde bir konserinizi izledim ve net bir şekilde şunu hissettim, çok mutluydunuz orada; burada önce ekibinizi tanıyarak başlayalım isterim; aranızdaki o güzel, samimi bağ kuşkusuz bir sahnenin ilk başarısı; kimler dünden bugüne yanınızda oldu, kimlerin desteği çok önemliydi ve bu ekiple nasıl bir dostluk var; siz onlara, onlar size ne kadar ve nasıl inanıyorlar ki alkışlar hepinize gidiyor en büyüğünden?

Ekip arkadaşlarımdan Nihal Saruhanlı(davul) grubumuzun en eski üyesi, yaklaşık 7 yıldır aynı sahneyi paylaşıyoruz büyük bir keyifle. Egemen Tosunbaş ise (Klasik gitar) ekibin bel kemiği ve benim sol kolum gibidir. (solağım) Son 5 yıldır ekibimizin şefi, şarkıların düzenleme ve kayıt sürecinde de beraber çalıştığım güzide bir müzisyendir. Diğer arkadaşlarımla (Cenk,Doğa,Bora); o gün ilk kez aynı sahneyi paylaşmış olsam da, bundan sonra da sıkça karşılaşacağınızdan hiç şüpheniz olmasın. Çok genç olmalarına rağmen tecrübeli, yetenekli ve çok değerli değerli müzisyenler hepsi. Kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü ne yaptığımızın çok farkında bir ekibe sahibim. Ne mutlu bana.

 

 

Sahnede şunu hissettim sevgili Güler; bir yaz dokusu var ve hep bir hayat kokusu; bir şeylere özlem kadar bir şeylere inanma, tutunuş, umut; yeri geldiğinde bizi hüzünlendirdiği gibi yeri geldiğinde içimizi kıpır kıpır eden şarkılar geçişi ve geçidi. Bir yandan müzik dünyası için bir yeni soluk sayılırken bir yerden de çok tanıdığımız gibi. Diğer dinleyici neler hissediyor mesela, onlar nasıl duygularda, nasıl dönüşlerde size, nasıl bir bağ var aranızda onlarla?

Soruya girişinizde kullandığınız ifadeler, (Yaz, umut, hüzün, neşe vb.) dinleyicimizin geri dönüşlerinde sıkça kullandığı ifadelerle neredeyse birebir aynı. Zaten ben de ilk röportajlarımdan birinde, müzikal ifademi tanıtmak adına; ”Hüznü Şenlendirici’ benzetmesinde bulunmuştum. Dinleyicilerimizle aramızdaki bağa gelince, çok özel hissettiriyorlar var olsunlar. Birbirimizi gerçekten sevdiğimiz açıkça görünen, kemik bir kitle ile geçiyor konserlerimiz.

Bugüne kadar çok değerli, hatta bazen istemsizce şaşırdığım mesajlar aldım onlardan. Şaşırmamın sebebi; yüzlerce dinleyici, söz birliği etmiş gibi; ”Seni kimse bilmesin, tanımasın, sadece bana kal istediğim için kimselerle paylaşmıyorum şarkılarını” şeklinde bir tutunma haliyle yaklaşıyor olmasıydı. Size iyi geleni, başkasına da gelsin diye, paylaşmaktan kaçınmayın canımlar. Çünkü ben o şarkıları, benim dışımda birilerine daha iyi gelsin diye yayınlıyorum. Buna elçilik etmekten sakınmayın lütfen kendinizi :)

 

 

Konserinizi dinlerken bir cover olacak mı diye beklemedim değil mesela; bir iki şarkı kendi kanalınızda cover olarak sesinizden yankı bulmuş olsa da sanırım kendi sözü ve bestesi ile yol almak özel bir tercih mi? Günümüz müzik dünyasında üretimler adeta bitmiş gibi herkesin sığındığı bir cover var ama sizin ön planda tercihiniz değil gibi, bir cover yapmanız için bir şarkının sizin üzerinizde nasıl bir etkisi, bir hissiyatı olmalı peki?

Kendi şarkılarımı yanınlamadan önceki yıllarımın tamamı, sahnede cover yaparak geçmişti doğal olarak. Çok değerli bir çok sanatçının şarkısını yorumladım uzun yıllar boyunca. Çok da severek yaptım bunu. Ancak bilinmesini istediğim bir şey var; ben yorumcu olmaktan önce, bir şarkı yazarıyım. Dolayısıyla; eğer konserimizi tamamlayacak kadar şarkım varsa, önceliğimi onlara vermeyi tercih ederim. Çünkü dinleyicimiz o konsere, sevdiği bir coverı dinlemeye değil, “Merkür Retrosu”na, “Öyle Olsa”ya, “Nasıl Giderim”e, “Eksik Kalır”a eşlik etmek, onların canlı performanslarını izlemek için geliyorlar diye düşünüyorum. Anın getirdiği küçük sürprizler dışında cover söylemek için bir motivasyonum olmuyor özetle.

 

 

ve son olarak sırada bizi neler bekleyecek; bu sene içinde “Eksik Kalır” dışında bir şarkı yayınlamadınız, bu bir albüm hazırlığı sessizliği mi yoksa şarkılar yine birer birer mi kapımızı çalacak, biraz ipuçları alabilir miyiz gelecek buluşmalara dair ve son olarak neler yapıyorsunuz şu süreç, neler sizi mutlu ya da mutsuz ediyor, kalbinizi neler heyecanlandırıyor ve müziğin sustuğu yerde sizi neler bekliyor. Buradan kendinize, bizlere, hayata en son neler söylemek istersiniz?

Niyetlerim ve Planlarımla ilgili bir şeyler söylemeyi tercih etmem şu an. Hep birlikte göreceğiz. Umarım bir çok şarkı, bir çok konserde buluşuruz yakın zamanda tekrar tekrar.

Diğer sorunuza gelince; Mutluluğun bir sonuç değil de, bir tutum olduğunu kavramaya başladığımdan beri pek mutsuzluk yaşadım diyemem. (Annemi kaybettiğimde çok mutsuz hissettim, onu ayrı tutuyorum) Tatmin olmadığım şeyler oluyor evet, ama mutsuz hissetmeme izin veren düşüncelere uzun uzun tutunmamayı deniyorum. Çünkü mutsuz hissetmek bir izin verme hali aynı zamanda. olabildiğince akıp geçmesine izin vermek lazım. Benim için hayat; yaşayıp deneyimlemek için var, mutsuz olmak için değil:) Kalbimi doğal ve insana özgü basit eylemler heyecanlandırıyor. Şarkılarımdan da anlaşılacağı üzere, doğada vakit geçirmeye, dağa, denize, ormana yeşile aşık biriyim. Güney’de, küçük ve çok özel olduğunu düşündüğüm bir yerde, basit bir yaşam sürme lüksüne sahibim çok şükür. Herkese diliyorum bu basit lüksü.

Çok teşekkür ediyorum bu sohbet için. Sizin ve okurların zamanınıza sağlık. Çok sevgiler.

 

 

 

 

"Haftanın Söyleşisi" yeniden sizlerle. Müzik Ekspres'in en arşivlik ve benim için en değerli köşesinin yeni sezon sohbetleri Güler Özince ile başlıyor. Geçtiğimiz ay Kadıköy Sahne konserinde bir araya geldiğimiz ve doya doya da dinleme şansını bulduğumuz Özince ile yine yakın zaman önce yeni şarkısı "Eksik Kalır" isimli şarkısında buluşmuştuk. Yıl içinde yayınladığı şu an için ilk ve tek olan bu şarkısında kendisine müziğin divalarından sevgili Birsen Tezer eşlik etmişti. Bu yılın en güzel buluşmalarından birinden yıllar öncesine uzanalım ve o süreci bir kere daha dinleyelim ve arşivimizde bu özel buluşmayı saklayalım istedim. "Merkür Retrosu" ile kapımızı çalan Özince devamında hız…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.88 ( 2 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*