Sezen Aksu’nun, sekiz yıllık bir aranın ardından yayınladığı yeni albümü “Paşa Gönül Şarkıları” dinleyici ile buluştu. 16 şarkıdan oluşan albüm yayınlanır yayınlanmaz da büyük ses getirdi. Albüm; dünya çapında en çok dinlenen albümler arasına altıncı olarak giriş yaparken bir yandan da ilk haftasında sekiz şarkı YouTube trendler listesinde yerini aldı. Devamında beklenen oldu ve birçok müzik yazarı ve eleştirmen, sosyal medya kullanıcısı ve dinleyicisi başta olmak üzere hemen hemen herkes duygu ve düşüncelerini bir bir paylaşmaya başladı.
Albümde herkesin hemen hemen favorisinin “Ey Aşk” olduğu kuşkusuzdu, kaç kere dinledim gerçekten bilmiyorum ama ruhuma iyi geldiğine aşk üzerine yemin edebilirim. “Paşa Gönül Şarkıları” ismiyle uyumlu biçimde kişisel hikayeler anlatıyor. Ağırlıklı olarak sözü ve/veya bestesi Sezen Aksu’ya ait şarkıları içeren albümde Ahmet Selçuk İlkan, Levent Yüksel, Mithat Can Özer, Mohamed Yehia, Nader Abdallah, Necati Cumalı, Sait Büyükçınar, Soner Sarıkabadayı gibi isimlerin de eserleri yer alıyor. Albümdeki şarkıların düzenlemelerinde ise Ayda Tunçboyacı, Can Sanıbelli, Ersay Üner, Mert Alp, Mithat Can Özer, Murat Acar, Murat Bulut, Mustafa Ceceli, Okay Barış, Ozan Bayraşa ve Onno Tunç gibi müzisyenlerin imzaları bulunuyor.
Daha önceleri Gülben Ergen ile başarılı bir şekilde tutan kimya son örneği “Nanik” ile maalesef bekleneni vermemişti ki Aksu olaya bu albümde el koydu ve şarkının ruhuna “Şinanay” selamlı bir yeni versiyon sunarak adeta yeni bir doğuma imza attı. Aynı olay “Şuh Nefes” için de dinleyiciyi mutlu etti ki Cenk Eren yorumu ile çok fazla kişiye ulaşmayan şarkı adeta albümde yeni bir şarkı dinliyormuşuz gibi bizi karşıladı. Levent Yüksel ile ilk kez bize ulaşan “Abanozdaki Emine”, Sezen’in şiir besteleri kontenjanından albümde yerini alırken Ferdi Tayfur’un “Bana Sor”u da ustalara saygı konseptinden belki de buraya dahil edildi; bir de Sıla ile ilk çıkışını yapan “Sen Ağla”da burada sahibinin sesinden bir başka şarkı olarak karşımızda. Genelinde birçok benzer adımlarından dolayı “Adı Bende Saklı”, coverların varlığından da “Demo” albümleri havasını aldım. Dikkatleri sıfır bestelere verecek olursak o tarafta sanki daha çok heyecan hissettim ve dinledikçe daha da güzelleşeceğine inandım albümü.
Sezen ile ilgili uzun uzun çok yazdım, ona olan hislerim hiçbir zaman değişmedi ve onsuz ne kadar eksik kalırmışız bunu hep hissettim, yerini kimselerin ne olursa olsun dolduramayacağına da hep inandım. Ne mutlu ki yolumuzun kesiştiği çok anlar da oldu ki bunun için de hayata ayrıca minnettarım. Bu yaz eski bir dostumuza yeniden kavuşmanın heyecanını yaşattı adeta bizlere, dilerim yeniden konserlerinde de buluşuruz, dilerim bir daha arayı açmaz ve bu kadar hiç beklemeyiz. Paşa gönlüne ve şarkılarına sağlık Minik Serçe.
Kadri Karahan / Editörün Notu