EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Korhan Nart

Korhan Nart

Müzik Ekspres’in 11’nci yılına merhaba dediğimiz bu hafta “Haftanın Söyleşisi” kaldığı yerden yeni konuğu ile devam ediyor. Sitemizin ilk gününden beri hiç değişmeyen bu köşesi ile 200’ü aşkın konuğu ağırladı bugüne kadar.

Bu yılın, ayın, haftanın ilk konuğu sevgili Korhan Nart. Yolumuz birçok albümde, sahnede hatta dizi ve film müziklerinde kesişti kendisi ile ama ilk defa kendisini daha yakından tanıma şansını bulacağız ve yeni çalışması “Kalbim Darda”nın heyecanına bir kere daha ortak olacağız.

Küçük yaşlarda müzikle tanışan ve devamında hiç bırakmayan müzisyen popüler müzikten alternatif müziğe bugüne kadar birçok önemli isme eşlik etti. Bir dönem dizi ve film müziklerine odakladı ve orada da başarılı yapımlarda karşımıza çıktı. En son 2023 senesinde “Ethnomenthal” projesinde karşımıza çıktı. Yakın zaman öncesinde de müzisyen dostu Tunç Öndemir’in iki şarkısının düzenlemesinde ismini gördük ve şimdi yeni şarkısı ile karşımızda.

“Kalbim Darda” bir yaşanmışlık hikayesinin meyvesi ama aynı zamanda da bizlere adeta 90’lı yıllar lezzetinde, o özlediğimiz renkte bir hüzün hikayesi. Bir yılın son günlerinde yayınlanmış olmasaydı yılın en iyi şarkıları içinde bile yerini alabilecek bir güzellikte, düzenlemede ve söylemde. Müzisyen ile eminim bu sene içinde yine karşılaşacağımız çok güzel şarkılarını da dinleyeceğiz ve yine üzerine uzun uzun konuşacağız. Kendisine bize vakit ayırdığı için ve sevgili  müzisyen dostum Tunç Öndemir’e de bizi bir araya getirdiği için çok teşekkür ederim. Haftaya yeni bir söyleşide buluşmak üzere.

Kadri Karahan

 

 

İnstagram

Youtube

 

Yeni çalışmanız “Kalbim Darda” çok yeni yayında ama önce sizi daha yakından tanıyalım istiyorum ve müzik yolculuğunuzun çok küçük yaşlarda başladığını öğreniyorum ve hemen o yıllara dönelim istiyorum. İlk adımları nasıl attınız, müzik nasıl kanınıza girdi ve o günden sonra da sizi hiç bırakmadı?

Evet. Ağaç yaşken eğilmeye başladı. 12 yaşındaydım ve orta okulda müzik derslerinde flüt çalmayı pek sevmiyordum. O zamanlarda Kadıköy Altıyol’da bir müzik mağazası vardı. Önünden geçerken bir klavye görmüştüm, Babama söyledim bunu alalım diye, aldık ve her şey o gün başladı. Klavyemle aramda 35 senedir sürecek bir bağ öylece başlamış oldu.

80’lerin popüler şarkıları çok güzeldi. Her birini duyduğumda hemen klavyeme koşup kulaktan duyarak çalıyordum. Ailem bu çocukta müzik yeteneği var diyordu. Deşifre ettiğim ve çaldığım ilk parça “ Bir İlkbahar Sabahı” olmuştu hatta ve çok severim hala..

5-6 sene süren gelişme aşamalarından sonra 80’lerin glam rock tarzına yöneldim Bon jov , Metallica, Whitesnake , Europe, Scorpions şarkıları hayatımın müzik ruhumun temeli oldu.

 

Popüler müziğin patladığı yıl olan 90’larda birçok önemli isme eşlik etmeye başladınız. Mesela ilk sahneniz ya da içinde yer aldığınız proje ne oldu ve devamında neler bekledi sizi, kimlerle çalışma şansını buldunuz ve tüm o süreç sizi için nasıl bir heyecan, nasıl bir deneyim olarak bugün hafızanızda?

90 lar Türk pop müziğinin bana göre hala altın çağıdır. O zamanlarda haftada 6-7 gece sahne alırdık. Müthiş keyifli zamanlardı. Ki bu yüzden üniversiteyi birkaç sene geç bitirdim.İlk orkestram Gökhan Kırdar’ ile 94 senesinde oluştu. Yine bugünün çok önemli müzisyenleriyle kurduğumuz ekiple çalmaya başladık. İlerleyen zamanlarda bir çok önemli isimle konserlerimiz devam etti. O kadar güzel ruhlu şarkılar üretiliyordu ki yıllar içinde sahnede olmak her şeyin önüne geçmişti.. Yine Gökhan Kırdar’ın “Tutunamadım” albümünde çok önemli müzisyenler olan Erkan Oğur , Gürol Ağırbaş, Erdem Sökmen, Aydın Karabulut ve Candan Erçetin ile çalışma fırsatı buldum. Hayatım boyunca unutamayacağım bir dönemdir 90’ların pop müziği.

 

Takvimler 2006’yı gösterdiğinde müziğin başka bir sektöründe imzanızı görmeye başladık. Yaprak Dökümü, Kurtlar Vadisi, Dudaktan Kalbe, Yabancı Damat, Fedai, Haziran Gecesi, Elif, Adını Sen Koy, Kıbrıs Zafere Doğru, Muhteşem İkili gibi birçok yapımda besteci, aranjör ve scoring olarak karşımıza çıktınız. Peki rota buraya nasıl çevrildi ve bu yanda nasıl bir süreç izlendi tarafınızdan?

Film scoring duygusu ilk izlediğim sinema filmlerinden beri vardı bende. Yine o 90 larda olan Hollywood soundlarını hayranlıkla dinlerdim. Geniş akorlar güzel reverb ve mixli soundlar bana bazı küçük ilhamlar veriyordu. Bir süre sonra 2000’lere geldiğimizde sahne hayatından çok bir şeyler üretmek cazip gelmeye başladı yazıp çizmeye, şarkı yazmaya, aranje yapmaya başladım. 2006 dan sonra dizilerde şarkı ve temalarım yayınlanmaya başladı.

Görüntüye müzik yapmak o duyguya hizmet edebilmek ve ruh katabilmek çok önemli bir şey benim için.

 

Günümüzde hala popülerliğini koruyan bir durum bu, birçok isim şarkılarının TV ya da sinema sektöründe yer alması için bir çaba gösteriyor ki bu da önemli bir PR oluyor üzerlerinde. Siz bu ilişkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz mesela, nasıl bir yol izlemeli bu anlamda müzisyenler; siz kendi müziğinizi üretiyorsunuz ama bu iş dışarıdan nasıl dahil olmayı gerektiren bir sürece sahip yani nasıl aşamalı?

TV sektörü diziler üzerinden aslında müzik sektörünün ciddi bir yanını oluşturuyor bir anlamda. Çünkü artık diziler müzikleriyle öne çıkıyor. İzleyici ve dinleyici son yıllarda buna daha çok yöneliyor. Dizide geçen dramatik bir sahnenin şarkısı yada teması çok önemli. Ve bu cok populer olabiliyor. Müzisyenler bu anlamda nitelikli şarkılar ve müzikler üretmeli. Bunun bir matematigi yok aslında. Duygular birbiriyle tutarsa görsel ve müzik olarak başarılı olabilme şansın yüksek.

 

Peki süreç nasıl bir çalışma gerektiriyor? Bir şekilde her hafta yetişmesi gereken bölümler oluyor mesela ve bu da yoğun bir çalışma gerektiriyordur kuşkusuz diziler üzerinde özellikle? Elinize gelen bir bölümü ele almamız gerekiyorsa, öncesinde ilk adım nasıl oluyor, bittiğinde ve izlediğinizde son nokta nasıl konuluyor; senaryo akışı kuşkusuz önemli ama ne kadar özgürsünüz ya da ne kadar kuralcı?

Dizi müziği çalışmak maden işçiligi kadar zor bunu net söyleyebilirim. Haftada bir gün yayınlanacak bir dizi için 4-5 gün geceli gündüzlü çalışabiliyoruz. Dizi sürelerinin cok uzun olması ve sürenin reytinge olan katkısı yüzünden bu süreç çok daha zorlaşıyor.

İlk adımda snopsis üzerinden dizinin jeneriğini oluşturmak için bir çalışma içine giriyoruz. Sonrasında her karaktere yönelik ayrı bir tema çalışıyorum. Her bölüm için ayrı bir scoring çalışması yapıyoruz. Tam bitti derken yapımcıdan bircok revizyon geliyor. Tekrar çalışıyoruz. Bu işi yaparken ölmemeniz gerekiyor. Bu böyle bir iş!

 

Bazı yapımların soundtrackleri dijital müzik dünyasında da yerini aldı. Devamında da sizden üç şarkılık bir single yolculuğu geldi. “Ethnomenthal” ismini verdiniz bu üçlemeye ve 2023 yılında yayınlandı. Bu projenin çıkış noktası, ilhamı neydi, nasıl karşılandı dinleyiciniz üzerinde?

“Ethnomenthal” bir yeniden doğuş hikayesidir. Anka kuşunun küllerinden yeniden doğmasını anlatır.

2012 senesinde hayatım çok kötüydü hiçbir iş yolunda gitmiyordu ve bu iki sene sürdü. Dibi gördüm. Yeni bir iş geldiğinde ya başarılı olacaktım yada hayallerime veda edecektim.

“Elif “ dizisi geldi o sene 2014’dü. Bu dizi beni yeniden hayatta tuttu. Çok çalıştım ama öyle böyle değil, çok çalıştım. Güzel oldu sonuçta ve yeniden doğdum. İşte “Ethnomenthal”deki o üç parça bu hikayenin ürünüdür.

Şimdi beni de çok heyecanlandıran “Kalbim Darda”ya gelelim, yeni şarkınız yine sizin sözünüz, besteniz, aranjeniz; mutfağında yine çok değerli müzisyenler var ki bir yılın son bir yılın da ilk ve çok güzel şarkısı diyelim ki ben o çok sevdiğim 90’ların lezzetini, dokusunu aldım. Bu şarkı bu yıl sizinle daha çok karşılaşacağımızın da bir işareti olur diye düşünüyorum. Bir yaşanmışlık hikayesi olduğunu söylüyorsunuz ve sürecini sizden dinleyelim istiyorum.

“Kalbim Darda”; bir yaşanmışlık hikayesi, aynı “Ethnomenthal” gibi. Ben 51 yaşındayım şu an ve çokça yaşanmışlık hikayem birikti. Artık bir vakitten sonra yoruluyorsun bu ilişki denen aşk denen şeyden. Tahammülsüzlük başlıyor. Kendini anlatmaktan yoruluyorsun. Herşey, olması gerektiği gibi istiyorsun fakat karşıdan öyle gelmiyor. Böyle olunca sorunlar başlıyor. Hayatında en huzurlu olmasını istediğin dönem, sevdiğinle karşı karşıya geldiğin sıkıntılı dönem oluyor. O zamanlarda kalbin daralıyor işte. Ve bir şarkı yazıyorsun ortaya bu çıkıyor işte. Sonrasında şarkıyı aranje edip cçok önemli müzisyenlerle kaydını yaptık. Umarım dinleyicisi bol olur ve aynı hissiyatı paylaşabiliriz.

 

Bir müzisyen olarak kriterlerinizi merak ediyorum; bir müzik sizi nasıl yakalar, dinleyici olmak ile profesyonel olarak bu işi yapmak arasında nasıl bir denge var, günümüz müzik dünyasını düne göre nasıl değerlendiriyorsunuz?

Müzik hep duyguyla yakalar beni. Yıllar öncesinin şarkılarında bu çok vardı.. 90’ların şarkıları Türk Pop müziğinin altın çağıydı daha önce söylediğim gibi.

Benim için iyi müzik burnumu sızlatan gözümü yaşartan müziktir. Yani beni yaşanmışlığımdan etkilemelidir o şarkı. Sevgili Sezen Aksu, “Üşüdüm” adında yeni bir şarkı yayınladı yıl sonunda mesela; tam 90’ların tadı var acayip etkili, çok hoşuma gitti mesela o zamanlara götürdü duygumu.

Şarkı dinlemek ile şarkı yapmak çok farklı ikincisi çok daha zor tabi. Şimdilerde müzik akımı duygudan öte günlük yaşam kavramlarını içeriyor. Daha çok genç kesimi ifade eden suni içerikler kullanılıyor. Pek benlik değil açıkçası.

 

Biraz da müziğin dışındaki sizi tanıyalım istiyorum son olarak, görebildiğim kadarı ile bir deniz aşkınız, tutkunuz var; nelerle mutlusunuz, nerelerde karşılaşabiliriz sizinle, müziğin sustuğu yerde başka neler hayatınızı renkli, anlamlı kılar; mesela yeni bir yıldayız, bu yıl sizi neler beklesin, neler karşılaştırsın?

Ben doğaya çok yakınım. Mümkün olduğunca denize ve ağaçlara yakın yaşamaya çalışıyorum. Müzik dışında amatör denizcilik yapıyorum. Bu beni cok yükseltiyor. Hayatta böyle daha iyi besleniyorum; denizi doğayı gözlemliyorum. Enerjimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Yeni yılda daha güzel çalışmalarla karşılaşmak ümidiyle.

 

 

 

Müzik Ekspres'in 11'nci yılına merhaba dediğimiz bu hafta "Haftanın Söyleşisi" kaldığı yerden yeni konuğu ile devam ediyor. Sitemizin ilk gününden beri hiç değişmeyen bu köşesi ile 200'ü aşkın konuğu ağırladı bugüne kadar. Bu yılın, ayın, haftanın ilk konuğu sevgili Korhan Nart. Yolumuz birçok albümde, sahnede hatta dizi ve film müziklerinde kesişti kendisi ile ama ilk defa kendisini daha yakından tanıma şansını bulacağız ve yeni çalışması "Kalbim Darda"nın heyecanına bir kere daha ortak olacağız. Küçük yaşlarda müzikle tanışan ve devamında hiç bırakmayan müzisyen popüler müzikten alternatif müziğe bugüne kadar birçok önemli isme eşlik etti. Bir dönem dizi ve film müziklerine odakladı…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.9 ( 1 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*