EDİTÖRDEN
Anasayfa / NOTLAR / “Legendary Jazz Festival” Beşinci Gününde / İsmail Karayün’den Konser Notları

“Legendary Jazz Festival” Beşinci Gününde / İsmail Karayün’den Konser Notları

 

Caz Rüzgarı 5.gününde Antalya’yı Kasıp Kavururken…

Havalar biraz daha serinledi. Gündüz yüzünü gösteren güneş artık akşamları yerini serin rüzgarlara bırakıyor. Rüzgarlı olan tek şey hava değil; ruh halleri de bu ara Antalya’da caz etkisiyle çok karmaşık. 5 Ekim’den bu yana çok başarılı bir organizasyon kapsamında inanılmaz performanslar izliyoruz. Rixos Premium Belek The Land of Legends Otel’de Karma Event organizasyonuyla düzenlenen Legendary Jazz Festivali’nin beşinci gününe dair notlar aşağıda. Kahvenizi alın, arkanıza yaslanın ve kendinizi caz rüzgarına bırakın!

 

SİBEL KÖSE QUINTET

Saatler 19.00’u gösterdiğinde beşinci günün ilk konuğu Sibel Köse Quintet oluyor. Caz müziğinin ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden birisi olan Sibel Köse, gri renkli uçuş uçuş elbisesi ve uzun saçlarıyla sahnede yerini alıyor. Sibel Köse, Ankara’da yetişmiş ve ayrıca mimar olan bir sanatçı. Sanatçı düzenli olarak önde gelen caz müzisyenlerinin eşliğinde konserler veriyor, albümlerde ve çeşitli projelerde yer alıyor, festivallere, radyo ve TV programlarına katılarak caz müziğini ve ülkemizi dünyanın bir çok yerinde başarılı bir şekilde temsil ediyor. Türkiye’de ve yurtdışında duo performanslardan, büyük orkestralara uzanan farklı proje ve gruplarda yer alarak solistliği üstlenmekte, ayrıca önemli festival ve sanat etkinliklerinde düzenli olarak yer almaktadır. Bugüne dek Polonya, Fransa, Hollanda, Yunanistan, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Estonya, İspanya, Kuveyt, Bahreyn, Dubai, Rusya, Senegal, Fas ve Güney Afrika’da performanslarını sergileyen sanatçı, günümüzde halen caz müziğinin gelişmesi, yaygınlaşması ve bu alanda yeni yeteneklerin ortaya çıkması için Caz Vokal Atölyeleri düzenlemektedir.

Antalya’daki bu müthiş konserde sanatçıya davulda “Ferit Odman”, kontrabasta “Kağan Yıldız”, tenor saksafonda “Engin Recepoğulları” ve piyanoda “Kürşad Deniz” eşlik ediyor. Konser “Milton Nascimento”nun 1969 yılında yayınlanan “Courage” albümünden unutulmaz eseri “Bridges” ile devam ederken, Arjantinli yazar Alfonsina Storni’nin denizde boğularak intiharına ilişkin “Ariel Ramírez” ve “Félix Luna” tarafından yazılmış ve daha önce 2009 yılında kaybettiğimiz Arjantinli sanatçı “Mercedes Sosa” tarafından da yorumlanmış olan “Alfonsina Y El Mar” isimli eserin Köse tarafından da yorumlanması ile duygu yüklü anlar yaşanıyor. Bu performansta Kağan Yıldız’ın kontrabas solosu tüm şarkının duygusunu iyice derinleştirirken, Kağan Yıldız ve Sibel Köse bu eserde duo performans sergiliyor. Sahnede olmak, şarkıları dinleyicilerle paylaşmak ve duyguyu konser salonunun en uç köşesine kadar ulaştırmak kolay olmasa gerek. Ancak Köse bu hususta bir adım daha ileri giderek, yorumladığı her eserin hikayesini de dinleyicilerle paylaşarak salonda büyük bir merak uyandırıyor. Konser sona erdiğinde salonda büyük bir alkış ve kıyamet kopuyor ve sahnede Sibel Köse, Ferit Odman, Kağan Yıldız, Engin Recepoğulları ve Kürşad Deniz seyircileri selamlayarak sahneden ayrılıyorlar. Sonrasında kulise girip Sibel Köse ile uzunca bir sohbete dalıyoruz. Müzik böyle güzel bir bağ işte. Kim hangi tarz müziği icra ederse etsin notaların söylediği şeyler hep ortaktır. Doğru kalpler doğru müzikle birleştiğinde bu sıcacık sohbet de kaçınılmaz hale geliyor.

Sibel Köse dinlerken insan çok farklı ruh hallerinde dolaşabiliyor. Buğulu sesi, her daim pozitif enerjisi ve orkestra ile iletişimini bir bütün olarak izlediğinizde siz de bana hak vereceksiniz. Şimdiye kadar Sibel Köse Quintet’i canlı izlemeyenler için özel ricamdır; gidin, bulun ve bu harika orkestrayı izleyin efendim.

İLHAN ERŞAHİN’S İSTANBUL SESSIONS

Tam Sibel Köse Quintet ile caz müziğinin en uç duygularında gezinirken saat 20:30’da sahneyi “İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions” alıyor. İsveçli müzisyen “İlhan Fredrik Erşahin” tarafından 2008 yılında İstanbul’da kurulan İstanbul Sessions grubunda sanatçıya sahnede bas gitarda “Alp Ersönmez”, davulda “Turgut Alp Bekoğlu” ve perküsyonda “İzzet Kızıl” eşlik ediyor. İlhan Erşahin’in tenor saksafonla yer aldığı sahnede rock müzik altyapısına sahip parçalar çok farklı ve ilgi uyandıran bir caz armonisiyle dinleyicilere sunuluyor. Dünyadaki ve ülkemizdeki çok değerli müzisyenlerle bir çok grupta ve projede yer alan Erşahin, İstanbul Sessions’ın amacını herhangi bir elektronik altyapı kullanmadan tamamen canlı kayıtlarla insanları dans ettirmek olarak belirtiyor. Şimdiye kadar dört stüdyo albümü bulunan İstanbul Sessions projesinin ilk albümü 2004 yılında Fransız trompet sanatçısı “Erik Truffaz” ile kaydedilmiş olup, yine aynı yıl ikinci albüm olan “İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions Night Rider” müzikseverlerle buluştu. 2015 yılında yayınlanan üçüncü albümün ardından projenin dördüncü albümü ise bu yıl “Solar Plexus” ismiyle caz severlerin albüm koleksiyonu içerisindeki yerini aldı. Bu albümde proje içerisinde yer alan ve caz festivalinde Erşahin ile birlikte performans sergileyen çekirdek kadroya “Erik Truffaz”, “Dave Harrington”, “Nils Petter Molvaer”, “İbrahim Maalouf”, “Mauro Refosco”, “Brandon Lewis”, “Arto Tunçboyacıyan” ve “Kenny Wollesen”den oluşan efsane bir kadro eşlik ediyor.

İlhan Erşahin İstanbul Sessions sunmuş oldukları çok farklı müzik tarzıyla ve performansıyla belki de festivalin en renkli gruplarından biriydi. Alp Ersönmez’in bas gitar ve Turgut Alp Bekoğlu’nın solo davul performansları gece boyunca büyük alkış alırken 1.5 saat sahnede kalan grup tüm seyircilere unutulmaz bir caz gecesi yaşattı.

 

BURHAN ÖÇAL’S JAZZ WORLD

Caz festivalinin beşinci gününün son performansı ise “Burhan Öçal’s Jazz World” tarafından gerçekleştirildi. Sahneye bir anda sandalyeler diziliyor ve boydan boya altı çok ama çok yetenekli müzisyen Türk ezgileri ile caz müziğini çok farklı bir boyutta sentezlemeye başlıyorlar. Perküsyonda “Burhan Öçal”, trompette “Şenova Ülker”, kontrabasta “Ozan Musluoğlu”, kanunda “Savaş Özkök”, viyolada “Volkan Gümüşlü” ve piyanoda “Uraz Kıvaner” dinleyicilere muhteşem bir konser veriyorlar.

Dünya çapında bir perküsyon ustası olarak isminden sıklıkla söz ettiren Burhan Öçal, özellikle Doğu kültürü müziklerine kattığı caz yorumlarıyla herkesi kendine hayran bırakıyor. Doğudan batıya müziğin en kıymetli dokularını bir araya getirerek yeni bir müzik dokusu yaratmak ve bunu alanında üstad sayılan sanatçılarla yapabilmek, müzik adına ülkemizin ve coğrafyamızın zenginliğini ortaya koyuyor.  Burhan Öçal, Avrupa’da verdiği solo konserler, katıldığı uluslararası şovlar, ortak projeler ve çıkardığı albümler ile yurt dışında Türkiye’yi başarıyla temsil eden uluslararası sanatçılarımızdan birisi. Darbuka, kös ve her tür perküsyon enstrümanının yanı sıra, divan-saz, tambur ve ud gibi telli Türk çalgılarının da ustası olan sanatçının sahnedeki samimi tavrı ve seyircilerle performanslar arasında sahneden yaptığı konuşmalarla eğlenceli anların yaşanmasını sağlıyor. Öçal’ın tüm müzisyenler sahnedeki yerlerini aldıktan sonra “Müsaadenizle önce biraz ısınalım. Sonra size harika şeyler çalacağız” dedikten sonra “Michael Jackson”un ölümsüz eseri “Billie Jean” ile program başlıyor. Düşünsenize Michael Jackson şarkısı dinliyorsunuz ve içerisinde kanun ve viyola da var. Sonrasında daha oryantal ezgilere sahip eserlere geçilerek program “Egyptian Twist” ile devam ediyor. Efsane caz piyanisti “Dave Brubeck”in Türk müziğinin zengin altyapısından etkilenerek 1959 yılında kaydettiği “Blue Rondo A La Turk” albümünde yer alan “Take Five” isimli eser ile devam eden konser, “Dizzy Gillespie”nin unutulmaz eseri “A Night in Tunisia” ile seyircileri büyülemeye devam ediyor. Bu arada hatırlatmakta fayda var ki tüm eserler albüm kaydından çok daha farklı olarak çeşitli doğaçlama teknikleri ile zengin bir harman olarak sunuluyor seyircilere. Batı müziği tarzında başlayan bir performansın 9/8’lik ölçüyle oryantal bir biçimde bitirilmesi ile salonda alkış kıyamet kopuyor ve Burhan Öçal’s Jazz World ekibi zaten muhteşem devam eden bu geceyi daha da muhteşem hale getiriyor.

 

Legendary Caz Festivali’nin beşinci gününde izlenimlerimiz bu şekilde. Birbirinden değerli caz müzisyenleri iki haftadır Antalya’yı sallamaya devam ederken fark ettiğimiz bir şey de şu ki, tüm bu konserlerin şehir merkezine yaklaşık 50 km’lik uzaklıkta olmasına rağmen konserlere gelen ve sonuna kadar izleyen insanların sayısı bir hayli fazla. Ayrıca festivalin reklamı ve afişleri Antalya’nın dört bir yanında sergilendiği ve tanıtım faaliyetleri iyi kurgulandığı için de insanların festivale olan ilgisi hiç eksilmeden devam ediyor. Ne mutlu ki ülkemizde caz müziği günden güne artan bir dinleyici kitlesine koşar adımlarla yaklaşıyor. Bizler böyle konserler sayesinde yalnızca müzik gruplarında ön planda olan isimleri değil; ayrıca orkestrada yer alan her biri birbirinden kıymetli sanatçıları da tanıma fırsatına sahip oluyoruz. Değerlerimiz olan bu sanatçıları her daim takip ederek yaptıkları işlere sahip çıkalım. Unutmayın ki bir sanatçı kolay yetişmiyor.

Var olsun bu müziğe gönül veren sanatçılarımız, var olsun bu etkinliği düzenleyenler.

Yaşasın müzik!

 

İsmail Karayün
  Caz Rüzgarı 5.gününde Antalya’yı Kasıp Kavururken… Havalar biraz daha serinledi. Gündüz yüzünü gösteren güneş artık akşamları yerini serin rüzgarlara bırakıyor. Rüzgarlı olan tek şey hava değil; ruh halleri de bu ara Antalya’da caz etkisiyle çok karmaşık. 5 Ekim’den bu yana çok başarılı bir organizasyon kapsamında inanılmaz performanslar izliyoruz. Rixos Premium Belek The Land of Legends Otel’de Karma Event organizasyonuyla düzenlenen Legendary Jazz Festivali’nin beşinci gününe dair notlar aşağıda. Kahvenizi alın, arkanıza yaslanın ve kendinizi caz rüzgarına bırakın!   SİBEL KÖSE QUINTET Saatler 19.00’u gösterdiğinde beşinci günün ilk konuğu Sibel Köse Quintet oluyor. Caz müziğinin ülkemizdeki en önemli temsilcilerinden birisi…

Genel Bakış

Kullanıcı Oylaması: 4.75 ( 3 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*