EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Nuri Savruk

Nuri Savruk

Geçtiğimiz yılın ilk günlerinde ilk söyleşimizi gerçekleştirmiştik ki sevgili Nuri Savruk ile. Müzik çalışmalarını Kayseri’de yürüten müzisyen yine geçen yılın ortalarına doğru 2017’den o güne yayınladığı tüm şarkıları “Nefes” adı altında bir araya getirmiş ve arşivciler için bir de sürpriz yapmıştı.

Sonrası yeni bir çalışmanın içinde olduğunu öğrendik ki bu süre içinde takvimler yeni bir yılı gösterdi ve dinleyicilerini heyecanlandırmaya başladı bu durum. Aslında yılın ilk aylarında tamamlandı şarkı ama klip süreci, doğru zaman derken geçtiğimiz günlerde müzik dünyasındaki yerini aldı “İz”.

Şarkının sözleri Nuri Savruk’a, bestesi Erşan Oral’a ve düzenlemesi Kargo grubunun kurucusu ve gitaristi Selim Öztürk’e ait. Londra merkezli İngiliz müzik şirketi State51 tarafından dağıtımı gerçekleştirilen şarkının klibi de müzisyenin yaşadığı yer Kayseri’de çekilmiş. Bu arada Kargo demişken az önce grubun en eski, en resmi ve en sıkı dinleyicilerinden kendisi ve biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde de gruba özel bir albüm hayata geçti ve yeniden konserlere başladı ekip.

Aralarındaki tüm bu dostluğu, beraberinde yeni şarkısı “İz”i ve heyecanını, dünden bugüne müzik yolculuğunu, devamında önümüzdeki günlerde neler olacağını, özetle müzik ve müziği adına her şeyi konuştuk ve yeniden sayfalarımızda konuk etmenin mutluluğunu yaşadık. Müziğin bu samimi adamına bir kere daha sevgiler ve teşekkürler, yolumuz yine, yeni, yeniden de kesişecek mutlaka.

Kadri Karahan

 

 

İnstagram

Twitter

 

 

Sevgili Nuri yeni şarkın “İz” ile yepyeni bir süreçtesin ki sen de dinleyicilerini özledin, onlar da seni uzun zamandır bekledi; ama bu geçen süreç seni daha bir özenle daha bir heyecanla hazırladı sanki yeniden. “İz” için çok heyecanlısın ve ne mutlu ki artık şarkın bizimle. Peki “İz” nasıl doğdu, sözler nasıl kime adandı, bestesini ve düzenlemesini ilk dinlediğinde neler hissettirdi, nasıl bir yolculuktan bugüne varıldı?

Her bir şarkı arasında başka bir ruha evriliyoruz bence. Heyecanın başlığı aynı ama her defasında farklı biçimde teessür ediyor önce ruhumuza, sonra hayatımızın her bir alanına. “İz”de de aynı başlıkta bir heyecan yaşamış olsak da farklı ve belki de en çok sabırsızlandığımız bir sürecin içinden geçtik. Ve bu sürecin içinden geçerken de tabi ki hazırlanmaya, her anlamda gelişim ve ilerleme sağlamaya çalıştım.

İnsan ruhundaki her duygunun elbette bir muhattabı vardır. Öfkenin, nefretin, sevginin hepsinin bir şekilde muhatabı var. “İz”in de var elbet. “İz” bir yönüyle  öze dönüş, ama diğer yanıyla da ilahi makama olan bir yakarış. Ruhumdaki parmak izini takip ederek bugün erişilen noktanın yolculuğu var biraz içinde.

Bazı eserler ruhunuzu, sizi yükseltir hani. Biz bir çok eser üretiyoruz ama bazısı daha ilk dinlemede “Sıradaki şarkın ben’im” diyor. Erşan besteyi yolladığında da “İz” bana bu hissi verdi zaten. Aranje döneminde de Sevgili Selim Öztürk gerçekten çok emek verdi. Fikir fırtınaları, denememeler, istişareler hepsi vardı. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz, ne istediğimizi, ne ile nasıl mutlu olacağımızı biliyoruz. İlaveten dinleyicimizin de ne istediğini ne beklediğini biliyoruz. Sanırım ortaya çıkan işten herkes mutlu. Tüm veriler şu an bunu gösteriyor.

 

 

Aslında şarkının bu yılın ilk günlerinde tamamlandığını biliyorum ama bir şarkının doğru zamanı mı vardır ya da ne zaman tamamen hazırdır. Bu bekleme süreci bir müzisyene neler yaşatır? Sanırım bu süre içinde klip de çekildi şarkıya ki nasıl bir yol izlendi orada, nasıl tamamlandı şarkı?

Aynen her şeyin bir doğru zamanı var, buna inanmak gerekir. Şarkının kayıtları Ocak ayı sonunda, klibi ise Şubat ayı ortasında tamamlanmıştı. Yapısal bir değişiklik denemek zorundaydık. Bu noktada farklı bir vizyon ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. Nuri’nin bir avuca sığan ama yere göğe sığmayan kalbinden dökülenler, Londra merkezli bir İngiliz müzik şirketinin dağıtımıyla 28 Haziran tarihinde yayına girdi. Bu arada geçen yaklaşık 4 aylık süreç beni çok yıprattı ama bunu belirtmem lazım sanırım. Elinizde her şeyi hazır olan bir eserin çıkışını beklemek gerçekten çok zordu. Ama yayına girdi ve rahatladım açıkçası.

 

 

Kargo senin için 90’lı yıllarda tanışıp, dinleyicisi olmanın ötesine geçtiğin de bir gruptu.  www.kargoonline.com isimli fan sitesinin  editoryal ekibi içerisinde de yer aldın. Tüm ekiple zaman içinde gelişen dostluğun bugünlere kadar da devam etti. Grup yıllar sonra geçtiğimiz günlerde bir tribute albüm yayınladı ki ben de seni bir Kargo şarkısı ile dinlemek isterdim bunu demeden geçemeyeceğim.  Kargo heyecanını, dostluğunu, sendeki ilhamlarını dinlemek istiyorum ve elbette bir Kargo coverı yapacak olsaydın hangisini seçerdin merak ediyorum?

Kargo’nun hem grup olarak ortaya koydukları, hem de grup üyelerinin tek tek ve ayrı ayrı benim üstümdeki etkileri çok başkadır. Bunu beni tanıyan herkes bilir.. Uzun yıllar sonra bugüne gelmeleri, tekrar birlikte sahne almaları benim uzun süredir vakıf olduğum bir süreçti. Burada tabi mikrofon başındaki adam değil, bir izleyici konumundaydım. Büyük bir heyecandı. Bu dönemde eski ekibin haberdar edilmesi, o organizasyonun sağlanması lazımdı. Grubun ve Grgdn Müzik yetkililerinin mutabakatı tek talebimdi. Bunu sağladılar ve Twitter ve Instagram üstünde kargoonline’I canlandırmak bana düştü. Hep birlikte, el birliğiyle de bunu başardığımızı düşünüyorum.

Gelelim “Yarına Kalan Şarkılar” albümüne. Evet ben de o albümde bulunmayı gerçekten çok isterdim. Grgdn Müzik yetkilileri ile o güne kadar hiç bir temasımız olmadığı için kısmet olmadı.Ki grup elemanlarının da bu süreçte sanatçı seçimine müdahil olmadıklarını biliyorum. İçimde kalan bir projedir ifade etmem gerekiyor ki. Bir Kargo cover’ı yapacak olsaydım hangisini seçerdin? Çok güzel bir soru, uzun düşündürdü beni. Çünkü tüm şarkılarına gönülden bağlıyımdır aslında. Ama illa seçeceksek bu sanırım “Boğaziçi” olurdu. Repertuvarlardan bağımsız tüm konser provalarımızda mutlaka en az 1 kez çaldığımız bir şarkıdır. Hatta bazı konserlerimizde de vardı “Boğaziçi”

 

Sahnelerde olmayı seviyorsun ki bugüne kadar birçok festivalde de sahne aldın ve önemli konserlere imza attın. En son Dünya Snowcross Şampiyonası kapsamında bir konserin oldu peki önümüzdeki günlerde neler olacak.  Sahnede olmak senin için nasıl bir duygu, nasıl bir aşk; kendi şarkılarının yanında mesela nasıl bir repertuar bekliyor dinleyiciyi ve sonuçta oradan nasıl bir keyifle ayrılıyorsun.

Sahnede olmak tüm bu emeklerin en sonunda olmanız gereken yerdir. Tüm çabalar belki de onun içindir. Tarifsiz bir his… Hele sizin kelimelerinizi ezbere bilip, sabırsızca aşkla, boğazı yırtılırcasına söyleyen insanlar karşısındaysanız. Zaten dinleyiciyle de karşılıklı enerjiyi yakalarsak hiç bitmesini istemediğimiz, su gibi akıp giden dakikalar. Repertuvarımızdaki değişikliklerin en önemlisi “İz .  Bu sorunuza dair son cevabım, evet yaklaşıyor kavuştaylarımız… Takipte kalsın kıymetlilerimiz…

 

Onuncu şarkın “Yaşanmıyor Sensizken”in devamında tüm bu şarkıları “Nefes” adı altında topladın ve sevenlerine, arşivcilere özel bir baskı yaptın ve hediye ettin. Adıma da ayrıca bu sürprizleri özlemişim ki bizler plaklara, devamında kasetlere, sonrası CD’lere sahip olup dinledik albümleri, şimdilerde dijital müziğin rahatlığındayız ama özledik değil mi o samimiyeti?  Senin yaşam yolculuğun hangisi ile daha güzeldi ve geldiğimiz teknoloji ile aran nasıl, nasıl sahici?

Arşiv zihniyeti kıymetli bir kavram bence. O yıllardan kalan alışkanlık mı dersiniz adına, yoksa derli, toplu ve düzenli olma çabası mı bilmiyorum. Belki her ikisi de. “Nefes” in varlığı, benim yaşam yolculuğumda, arşiv kavramının önemli bir yerde var olmasının delilidir. Teknoloji ile aram fena değil. İlgimi çekiyorsa, ya da zaruriyse kullanım, öğrenmek için uğraşıyorum ve uyum sağlayabiliyorum kısa sürede.

 

 

Geçtiğimiz günlerde de uzun uzun seninle müziğin geldiği noktayı konuştuk, her şeyin ne kadar hızlı tüketildiğinden birçok işin bizleri artık heyecanlandırmadığına hem keyifli hem de üzücü bir sohbetti. Buradan da okurlarımızla paylaşalım. Neden o eski keyif yitti, neden dergiler yok ve radyolar samimiyetini yitirdi, yazarlarımız artık her albüme yetişmiyor ve iş bütçeler (PR) olmadan dönmüyor, bir müzisyen olarak nasıl tecrübeler yaşadın, yaşamaya devam ediyorsun. Bu ülkede ya da bu koca dünyada bir müzisyen olarak ne kadar mutlusun?

Maalesef sadece müzik değil, birçok şey eskisi gibi değil. Ve belki en başta insanlar ve ilişkiler. Ruh ve samimiyet konusunda telafisi çok zor olan kayıplar mevcut (Umutsuz da olmamak lazım, umarım kayıplar telafi edilir). Tüketim kitleleri haline geldi insanlar. Buna paralel müziği de çok hızlı tüketiyorlar. Bu işin dinleyici yönü. İnsani yönüne baktığımızda eser üreten insanlar da sonuçta uzaydan gelmiyorlar, aramızdan çıkıyorlar. Dolayısıyla samimeyetten ve ruhtan uzak eserler de kaçınılmaz oluyor. Bu da işin üreten insan kısmı.

Düşünsenize aylarca emek verip bir eser üretiyorsunuz. Zamanınızı, vaktinizi tüm emeğinizi belki içinizi kurutana kadar ortaya koyuyorsunuz. Ve sonrasında bu kez, bu eseri vitrine çıkarmak için belki de en yorgun olduğunuz zaman diliminde tekrar varınızı yoğunuzu ortaya koymaya çalışıyorsunuz. Bu günlerde tam da bunların içinden geçiyorum. İşin en üzücü yanı ise başlığını “Yeni müzik dünyası”  adını verdikleri bu sistemde, eserinizin kalitesinin, verdiğiniz emeğin, çalınan enstrümanların, yüreğinizden dökülen kelimelerin ne olduğunun maalesef pek bir önemi yok. Bu durumla baş etmek çok zor.

Mutluyum çünkü her bir zorluğa, her bir engebeye rağmen ruhumu cesaretimle birleştirip hala üretiyorum, hala hayallerimin peşindeyim. Ve en önemlisi hala #Nefes alıyorum…

 

Yaz yarılandı ve önümüz güz, derken kış. Bir “İz” nasıl devam edecek, önümüzdeki günlerde senden nasıl haberler alacağız, nasıl şarkılar dinleyeceğiz. Bir şeyler ne kadar net ya ne kadar kısmen belli. Ötesinde neler olacak özeti ya da neler olsun istiyorsun finali?

Öncelikle tamamlamamız gereken bir tanıtım süreci var. Bu süreçte, “İz”i ulaşabileceği en iyi yere taşımak için yine her zamanki gibi elimizden geleni ardımıza koymayacağız.  Bol konser diliyorum kendim ve ekibim adına.

“İz” sürecinde tanıtım ya da PR anlamında bugüne kadar denemediğimiz bazı şeyler deneyeceğiz. Bu günlerde de mutabakatı tamamlandı. Bunları biraz daha netleştiğinde açıklamak sanırım daha doğru olacak. Aklımdakileri gerçekleştirebilirsem farklı şeyler konuşacağız hep birlikte inşallah.

Yeni şarkılar hep var, halen üretiyoruz, bugünlerde bile. Fakat belki bir cover denemesi yapabiliriz ilk kez. Bu biliyorsunuz bizim şu ana kadar hiç yapmadığımız bir şey. Denemeli miyiz? İstişareler içindeyiz. Doğru zaman, doğru eser, doğru iş çıkması lazım. Henüz karar vermiş de değiliz ama zor bir karar zaten. Beni tanıyan herkes bilirki içime sinmeyen, hissetmediğim hiç bir işi yapmam. Kendi şarkılarımla geldiğim bugünlerde Cover konusu da çok hassas ve çok önemli bir karar. İçime sinmesi ve beni ikna etmesi lazım ortaya çıkan işin. Bunun dışında mümkün değil.

 

 

 

Ve bir de kısa sorularım kısa yanıtların?
Hayatının albümü nedir, baştan sona hiç sıkılmadığın ve hiç ayrılmadığın?

Hayatımın albümü kendi albümüm “Nefes”tir. Çünkü yaşadım, yazdım, ürettim. Çünkü bu benim hayatım. Soruyu benim dışıma taşırsak, Kargo “Yalnızlık Mevsimi” albümü hayata bakış açılarımı değiştiren ve yön çizen bir albümdür diyebilirim.

 

İzlediğin konserler içinde peki en unutamadığın, en yeniden orada olmayı istediğin?

Çok fazla konsere gittim yerli ve yabancı. 18 Mayıs 2024 tarihli ve 16 yıl aradan sonra, Kargo’nun ilk sahnesi farklıydı. Gerek olayın oraya gelene kadar konunun bir yerlerinde olmam sebebiyle, gerek konser sonrası sebebiyle. Fotoğraf malum ;)

 

Bir gün için çalışmayı dilediğin bir müzisyen var mı peki?

Ben sevgili Fuat Güner ile bir proje içinde olmayı çok isterdim. Onun müzikal donanımı bu toprakların çok uzağında ve üstünde.

Yakın zaman öncesine bakarsak kimleri dinledin, günümüz müzik dünyasında kimleri başarılı buluyorsun ve keyifle izliyorsun çalışmalarını?

Son zamanlarda yoğun dinlediğim bir isim seçmem zor. Çünkü açıkçası kendi projeme çok odaklanmış durumdaydım. Ancak geçen ay Sevgili Feridun Düzağaç’ın çıkardığı “Kötü Adam” şarkısını sevdim diyebilirim. Farklı bir hikaye, zengin bir müzikal kurulum.

Hayatının müzik dışında renkleri nedir peki, mesela sanatın diğer renkleri ile aran nasıl, iş ve müzik dışında nelere vakit ayırmayı seversin?

Yemek yapmayı çok seviyorum hele de kulaklığım bana eşlik ediyorsa. Kuvvetlidir mutfağım. Sanatın diğer renklerine göz attığımızda mesela çok kişi bilmez ama iflah olmaz bir Van Gogh hayranıyımdır. Saatlerce tek bir çalışmasını izlediğimi bilirim çok defa. Café Terrace favorimdir.

Dinleyicilerin ile aran nasıl, sosyal medyada olsun gerçek hayatta mesela sen adına en çok neyi merak ediyorlar, buradan kendilerine neler söylemek istersin?

Bana en çok gelen soru söz yazma konusudur. İnsanlar oradaki büyüyü merak ediyor. Yaşanmışlık etkisini merak ediyor. Ve konser soruları çok fazla geliyor diyebilirim. Albüm isteyen çok oluyor, ki bildiğiniz gibi bu talebe her şartta olumlu dönüyor ve ulaştırıyorum. Çok ama gerçekten çok fazla insana imzalayıp ulaştırdım. Onlara ne söylemek isterim? Aslında bir çok mecrada ve iletişim kanallarında söylüyorum: “Nuri Savruk Şarkıları Hepimize Nefes Olsun”

Hayatındaki birçok şarkı ile ilgili söyleşi boyunca bilgiler aldık ama finali öyle bir şarkı ile yapalım ki hangisi olsun, mesela mevsim yaz, yaz denince aklına gelen bir şarkı olabilir mi ya da tam da şu andaki ruh halini anlatan bir şark bilemedim :)

Yaz şarkısı hem de finalde… Peki…

“Herkesin geçtiği yoldan geçme… Herkes gibi olmak hiç kimse olmak demek…” ;)

 

 

Geçtiğimiz yılın ilk günlerinde ilk söyleşimizi gerçekleştirmiştik ki sevgili Nuri Savruk ile. Müzik çalışmalarını Kayseri'de yürüten müzisyen yine geçen yılın ortalarına doğru 2017'den o güne yayınladığı tüm şarkıları "Nefes" adı altında bir araya getirmiş ve arşivciler için bir de sürpriz yapmıştı. Sonrası yeni bir çalışmanın içinde olduğunu öğrendik ki bu süre içinde takvimler yeni bir yılı gösterdi ve dinleyicilerini heyecanlandırmaya başladı bu durum. Aslında yılın ilk aylarında tamamlandı şarkı ama klip süreci, doğru zaman derken geçtiğimiz günlerde müzik dünyasındaki yerini aldı "İz". Şarkının sözleri Nuri Savruk'a, bestesi Erşan Oral'a ve düzenlemesi Kargo grubunun kurucusu ve gitaristi Selim Öztürk'e ait. Londra…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.9 ( 1 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*