Vildan Demir

Bu haftaki konuğumuz yakın zamanda keyifle dinlediğim özel seslerden biri. Sevgili Vildan Demir. Henüz dijital müzik dünyasında iki şarkısı var ama eminim yakın zaman sonra daha sık karşılaşacağız.

Bu sene içinde yayınlanan Bülent Özdemir şarkıları albümünde kendisinin “Kalpsiz” isimli şarkısını seslendirdi Demir. Popüler birçok ismin yer aldığı bu önemli çalışmada Aşkın Nur Yengi’nin “Kalpsiz” isimli şarkısına yeniden hayat verdi. Şarkının söz yazarı da olan Günay Çoban ile ikinci buluşmanın adresinde ise bir Gülden Karaböcek şarkısı olan “Yüreğin Bir Taş” vardı. Çoban’ın prodüktörlüğünü üstlendiği şarkının düzenlemesini yine bir önceki şarkıda olduğu gibi usta müzisyen Genco Arı gerçekleştirdi.

Demir’in İzmir’den İstanbul’a uzanan yolculuğunda birçok önemli mekanda konserleri oldu geçen zamanda. Artık daha fazla dinlemek hakkımızdı ve yola çıktığında da ne kadar güzeldir ki önemli isimler eşlik etti kendisine. Önümüzdeki günlerde daha sık karşılaşacağımıza inanıyorum.

Bu söyleşide yine en başa dönüyoruz ve önce aldığı eğitimi, devamında bu yolculuğunu, her iki şarkısını ve devamında neler olacağını öğreniyoruz. En yakın zamanda sahnesini de ve devamında yeni şarkılarını da heyecanla bekliyorum kendisinin ve bizlere vakit ayırdığı için çok teşekkür ediyorum.

Kadri Karahan

Yeni çalışmanız “Yüreğin Bir Taş” ile çok yeni buluştuk ama siz müzik dünyasında uzun bir zamandır varsınız. Küçük yaşlarda başlayan yolculuğunuzdan başlayalım isterseniz, o ilk adımlarınızdan, ilk heyecanınızdan. Her şey nasıl başladı ve sonra nasıl sizi hiç bırakmadı?

Varlık bilincim oluştuğu andan itibaren müzik benimleymiş hep. Küçücük çocukken yürüyen insanların ritmik yürümeleri gerektiğini söyler, onları uyarırdım:) Büyüklerimden azar işittiğimde ağlamak yerine şarkı söylerdim. Böyle orijinal tepkilerim, dışavurumlarım vardı :)

İlk okul öğretmenim keşfetti beni. 11 yaşımda da müzik eğitimi almaya başladım. Rakım Elkutlu İzmir Müzik Cemiyeti’nde çocuk korosunda.

Eğitim hayatımda başarılı bir öğrenciydim. Yabancı dil bölümü mezunuyum. Üniversite sınavlarında konservatuar bölümü yanı sıra başka birçok bölüm de kazanmıştım. Sonra babamdan gizli konservatuar sınavına girdim ve birincilikle kazandım.

Ses yarışmalarında birincilikleriniz var ki devamında da Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservaturı’na yine birinci sıradan giriş yapıyorsunuz. Nasıl bir eğitim süreci bekliyor sizi ki yine öğrendiğim kadarı ile ilk sahne teklifleri de o zaman geliyor, Bu süreç nasıl işliyor, eğitim sizi sahneye nasıl hazırlıyor, mesela o ilk deneyim bugün nasıl hafızanızda?

Lisedeyken ilçe ve bölge genelinde Milli eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen ses yarışmalarına katılmıştım. Okuduğum liseye birincilikler getirdim. Üniversitede konservatuar okumamda bu birincilikler çok etkili oldu aslında.

Sahne konusuna gelince, ben kendimi hep sahnelerde hayal etmişimdir. Konservatuar okurken okulun konserlerinde sahne alıyordum fakat profesyonel anlamda ilk sahnemi üniversite öğrencisiyken yapmıştım. İstanbul’da Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde özel bir davette sahneye çıkmıştım. Çok ama çok keyifliydi benim için. Çünkü olmam gereken orasıydı. Sahne …

Sanırım o süreç sizi yüksek lisansınız için İzmir’den İstanbul’a getiriyor ve burada da önemli sahnelerden birinde dinleyiciler ile birlikteliğiniz devam ediyor. Bu arada sahnenizde yedi dilde şarkılar söylediğinizi öğreniyorum ki bu da kuşkusuz zengin bir müzik ziyafeti sunuyor öyle değil mi? Nasıl şekilleniyor repertuar, neler bekliyor oraya gelenleri devamında?

“Su akar, yolunu bulur” sözü o kadar doğru ki. Her İzmirli bir İstanbul hayali kurmuştur bence. Ben de onlardan biriydim. Yüksek lisans için bu şahane şehre geldim ve Büyük Kulüp’te profesyonel sahne çalışmalarım başladı. Yani hem okudum hem çalıştım.

Öyle büyük bir mekanda sahne almak beraberinde büyük sorumluluklar getirdi elbette. Çok büyük isimlerin çıktığı bir yerdesiniz ve farkınızı göstermek adına başka türlü şeyler yapmanız gerekir. Bu zorluk beraberinde bana önemli şeyler kattı. Ben bugün sahnede İngilizce, İspanyolca, Arapça, Rumca, İtalyanca, Fransızca gibi dillerde şarkılar söylüyorum. Dinleyiciyi şaşırtıyor bu. Pop bir şarkıdan sonra Asalah Nasri ya da Buika şarkısı söylediğinizde izleyici bunu ilginç buluyor. Açıkçası bu benimde çok hoşuma gidiyor.

Çok değerli iki müzisyen dostum ile çalışma şansını bulduğunuz iki şarkınıza gelmek istiyorum. Canım Bülent ağabeyim ki her şarkısı çok kıymetli, çok değerli. Kendisi için hazırlanan “Bülent Özdemir Şarkıları” albümünde kendisinin “Kalpsiz” isimli şarkısına ses veriyorsunuz. Hem kendisi, hem albümde yer alan çok önemli isimlerle böylesi buluşmanız peki nasıl gerçekleşti?

Çok önemli şarkıların ve isimlerin yer aldığı bu projede var olmak ve bu projeyle müzik camiasına merhaba demek benim için çok özel bir durum.

Bülent Özdemir hem benim için hem de müzik dinleyicileri adına çok önemli bir isim bence. Albüme girmeyi çok istiyordum, kendisine bunu ilettim ve geri çevirmedi. 2000 ‘li yılların başında benimde çok büyük hayranı olduğum Aşkın Nur Yengi’den duymuştuk “Kalpsiz”i. Sözleri Günay Çoban, müziği Bülent Özdemir’e ait olan o müthiş şarkıyı söylemek gibi bir şansım oldu ve “Kalpsiz” benim için hep çok özel kalacak.

“Kalpsiz” sizi dijitalde dinlediğimiz ilk şarkı olarak kayıtlara geçerken yine bu sene çok değerli bir diğer dostum Genco Arı ile yine çok keyifli bir şarkıda dinledik sizi: Yüreğin Bir Taş. Ve yine çok şanslısınız ki prodüktör de sevgili Günay Çoban. Çok mu şanslısınız, nasıl hissediyorsunuz böylesi ülkenin önemli isimleri ile yan yana çalışırken, bu şarkının peki hayata geçiş süreci nasıl oldu beraberinde?

Evet, şanslıyım. Yolun başındayken bu denli büyük isimlerin desteğini almak büyük bir şans. Benim bu yoldaki en büyük destekçim Günay Çoban’dır. Aynı zamanda prodüktörlüğümü de o yapıyor. “Yüreğin Bir Taş” tamamen onun fikri. Gülden Karaböcek gibi, bir döneme çok büyük damga vurmuş bir ismin seslendirdiği ve aynı zamanda bestelediği şarkıyı yeniden yorumlamak çok güzel bir his. Sözler de rahmetli Ali Tekintüre’ye ait. Şarkıyı Genco Arı’ya gönderdik ve çok sevmiş olmalı ki aranjenin büyük bir kısmını aynı gece bitirdi. Kalpsiz’in aranjesini de Genco yapmıştı.

Kalpli iki şarkının devamında şimdi neler olacak, bizi neler bekleyecek, elbette onun da heyecanındayız, konserler devam edecek mi, bir sonraki şarkı hatta şarkılar hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Çok doğru tespit, konu hep kalp… zaten kalp yolundan geçmeyen şeyle benim pek işim olmuyor, olamıyor.

Bundan sonrası ile ilgili çalışmalarımız uzun bir süre önce başladı zaten. Birçok önemli işlere imza atmış yeni isimler de hikayemize ortak olacaklar ve ben çok heyecanlıyım. Çok detay vermeyeceğim ama sıfır şarkılar yolda diyebilirim. Konserlerim, sahnelerim Yüreğin Bir Taş’la ivme kazandı. Sahnedeyken bu şarkıyı benden istiyor olmaları çok mutlu ediyor beni.

Biraz da sizin de şarkılarınızın yayınlandığı bu sene içindeki müzik piyasamıza bakalım beraber. Bu hızlı akış içinde sizin şarkılara nasıl tepkiler geldi dinleyicinizden, neler hissettiniz aldığınız yorumlar karşısında.

ilk şarkımın bir proje albümü içerisinde yer alması avantajlı bir durumdu. Şarkının da gerçekten iyi bir şarkı oluşu dikkatleri üzerime çekmemde etkili oldu tabii. Kalpsiz tahmin ettiğimden daha büyük etki yarattı. İlk deneyimim olması sebebiyle de bunu öngöremiyordum ama Günay öngörmüştü bunu. Klip çok beğenildi. Ayrıca ulusal radyolar Kalpsiz’e çok verdiler. Hatta bir gün trafikteydim, radyo açıktı. Kendimi duydum ve çığlık atmıştım :) Neyse ki yalnızdım ve kimse görmedi:) “Yüreğin Bir Taş”a gelince, durum çok daha farklı bir hal aldı. Öncelikle Sony Müzik gibi büyük bir şirketle yola devam etmiş olmam çıtayı daha da yükseltti. Açık konuşacağım şarkı çıkalı birkaç hafta olmasına rağmen “Kalpsiz”de yakaladığımız ivmenin üzerine geçti. Sosyal medyadan çok yoğun dönüşler alıyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Demek ki doğru yoldayız.

Peki siz kimlerden ilham aldınız bugüne kadar, kimleri dinlediniz, günümüz müzik dünyasında kimleri başarılı buluyorsunuz? Bir gün için müzik adına bir hayaliniz, bir projeniz ya da çalışmayı istediğiniz isimler var mı, buradan da evrene mesaj yollamış olalım.

Ben çok büyük bir Ajda Pekkan hayranıyım. O çok özel bir yorumcu. Dünya geneline bakacak olursak Mariah Carey, Asalah Nasri. Bu seslere takıntılıyımdır ben. Sezen Aksu, Tarkan, Funda Arar yine çok saygı duyduğum isimler. Yılların eskitemediği ve duruşlarını hiç bir durumda değiştirmemiş özel isimler. Son yıllarda merakla/zevkle takip ettiğim isimlerin başında da Mabel Matiz geliyor. Müzik adına hayallerimi sormuşsunuz. Bunları anlatmam günler alır. O liste o kadar uzun ki. Umarım ömrüm ve gücüm bunları hayata geçirmeme yeter.

ve son olarak tahmin ediyorum ki müziksiz geçmiyor günleriniz ama haricinde hayatınızın diğer renkleri neler oluyor, nelere vakit ayırmayı, nelerle mutlu olmayı seviyorsunuz. ve bizim için tam da şu andaki (bugünkü mesela) ruh halinizi anlatan bir şarkı seçseniz bizim için ne olurdu acaba?

Müzik dışında insanların beni en sık görebileceği yer spor salonu :) Çok uzun yıllardır fitness yapıyorum. Hem mental hem de fiziksel olarak beni çok rahatlatıyor. Sosyal, insanlarla çok kolay iletişime geçebilen biriyim. Ama ketum bir tarafım da yok değil. Kendimle kalmayı hatta hissettiğim birçok şeyin kendimde kalmasını tercih eden bir insanım. Özelimi çok az kişi bilir. Beni en mutlu eden şey tabi ki müzik. Ve az önce dinlediğim şarkı ise; Haris Alexiou-To kyma ❤