EDİTÖRDEN

Eureka

Müzik Ekspres söyleşileri kaldığı yerden devam ediyor. Bu kez uzun zamandır takibinde olduğumuz ve çalışmalarını paylaşmaktan keyif duyduğum bir müzisyen dostum konuğum oluyor, rotamız İzmir’e çevriliyor ve Eureka’yı sayfalarımızda ağırlıyoruz.

Eureka yani Efe Can Doğan genç yaşta müzikten beslenerek yola çıkan ama daha sonra fotoğraf eğitimine devam eden, bu süreçte şiirler yazıp iki kitap çıkaran ve en son prodüktörlüğe soyunarak kendi şarkılarını da hayata geçiren genç bir müzisyen arkadaşımız. Birçok yerden birbirimize çok benziyoruz aslında. Gelen tüm bültenleri inceliyor, şarkıları dinliyorum ki birkaç çalışması sonrası fark ediyorum heyecanını ve hızını. Bir şekilde her şarkısından sonra çıtayı yükseltiyor ve bir önceki şarkısını ben de aşmayı başarıyor yani kendisine güzel dinleyiciler de kazandırıyor ki mütevazı kişiliğine de çoğu zaman tanık oluyorum.

Kendi şarkılarının yanında müzisyen dostları ile de zaman zaman ortak işlerin içinde yer alıyor ki bu vesile biz de kendilerini tanıma ve dinleme şansını buluyoruz. Özetle bir şekilde ben kendisine sorularımı zaman içinde hep biriktirmişim ki sorularımı hazırlarken hiç zorlanmadım ve keyif aldığım söyleşilerden biri oldu benim içinde.

Evet kimdir Eureka, şarkılarının süreçleri nedir, nelerden ilham alır, kimleri dinler, müziğini nasıl tanımlar ve dinleyicileri ile nasıl bir bağ kurar tüm bunların yanıtları bu söyleşide. Soru aralarında hemen hemen birçok şarkısına yer verdim ki o da bizi kırmadı ve söyleşimizin sonunda bir de şiirini paylaştı mesela. Haftaya şöyle genç ve enerjik başlayalım ve hepimize iyi gelsin ruhu, içtenliği. Sonrasında peki neler bekleyecek onlar adına da heyecanlanalım birlikte. Teşekkürler güzel dostum. Henüz yan yana gelemesek de tez zamanda bir arada olacağımıza inanıyorum. Yolun hep açık olsun.

Kadri Karahan

 

 

Son yıllarda karşılaştığım en üretken müzisyenlerden birisin ve biraz daha yakından tanıyalım ve söyleşi içinde dokunabildiğimiz kadar da şarkını dinleyelim de istiyorum bir yandan. Ama öncesi en başa dönelim Hip Hop kültürüne ilkokul yıllarında graffiti ile ilk adımı atmışsın ama kuşkusuz bu tek başına bir yol çizmekte etkili olmamış, neler dinledin, neler planladın o ilk yıllarında, çocukluğun ve müzik nasıl bir dosttu, bugün baktığında nasıl izler buluyorsun kendinden?

Öncelikle beni konuk ettiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.

Şöyle ki Hip Hop’ın temel dört dalı bulunuyor. Bunlardan biri Rap, Breakdance, Graffiti ve Dj’lik. Graffiti ile başlayan dışavurum yolculuğunun beni bir gün müzik ile buluşturacağından emindim. Graffiti yaparken her zaman kulaklarımızda rap müzik eksik olmazdı keza, Karşıyaka gibi bi ortamda büyümek Hip Hop’ın tüm yapı taşlarını deneyimleme açısından eşsiz bir ortamdı.

Nitelikli bi dinleyici olmasamda çok müzik dinleyen bir çocuktum. Abim ve rahmetli ablam sayesinde de çok fazla tarzı dinleme ve deneyimleme şansı buldum. O yıllarda onlar Jazz, rock ve alternatif takılır, abim gitar çaldığında ona içimden eşlik ederdim. Bir gün şarkı söyleyebileceğim asla aklıma gelmezdi. Ama bir gün müzik yapacağımı, içten içe deneyimleyeceğimi hissediyordum.

 

 

Devamında bir küçük rota değişikliği mi oluyor ki Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf bölümünde eğitime başlıyorsun. Ama bu yolculuk içindeki müziğin bir parça da dışa çıkması şeklinde seyrediyor öğrendiğim kadarıyla. ilk kez yazmaya başlıyorsun ve üretmeye geçiyorsun. O süreç nasıl işliyor, kalemine ve müziğine ne kadar inanıyorsun; bir de iki tane de kitap yayınlıyorsun hatta öyle değil mi?

Kademeli olarak yıllar içerisinde devam da etsem bir süre sonra sanat ve kültür, okul hayatımın gerisinde kaldı. Lise’de sayısal bölümü öğrencisiydim, en büyük hayalim de o sıralar Genetik okumaktı. Hatta bunun için oldukça sıkı çalışıyordum. Daha sonrasında Ustam dediğim Coşkun Timurel ile tanışma fırsatı yakaladım, o günden sonra bi şekilde fotoğraf hayatımın anlamı haline geldi ve kendimi o alanda geliştirmeye adadım. Sınava hazırlanıp Güzel Sanatlar Fakültesini kazandım. Hem çalışıyor hem de okuyordum. Her şey çok güzel ve keyifliydi, tabii bir süre sonra yoğun iş temposu okulumu aksatmama neden oldu. Zamanla bu yoğunluk ve ticari kaygılar içimde ki ateşin sönmesine sebep versede devam ediyordum, her şey yolundaydı.

Şiiri ise her zaman sevmiştim, Lise’den beri her zaman düzenli olarak yazardım, üniversitede daha çok yazmaya başladım, düzenli olarak yazar ve arkadaşlarımla paylaşırdım, hatta fotoğraf ve sinemaya olan aşkım bana küçük öyküler ve senaryolar da yazdırtıyordu ama şiir her zaman başka bi yerdeydi. Daha sonra bu tutku o kadar ilerledi ki elimde yüzlerce şiir birikti ve üniversite sonrası kitabımı çıkarmaya karar verdim. 2018-2019 yıllarında 2 şiir kitabım yayınlandı. Hatta 3. Kitap da hazırdı fakat hiç bi zaman yayınlama şansı yakalayamadım.

Okulda aldığım bi ders ise hayatımı tam anlamıyla değiştirdi. “Home Recording” isminden de anlaşılacağı gibi evde kayıt almak için gerekli bilgi ve teknikleri gösteren bi dersti. Bende şiirlerimi okuyabilmek için bir mikrofon satın aldım. İnternetten bulduğum lo-fi ritimler üzerine şiirlerimi okumaya çalışıyordum, daha sonrasında ise bu ritimleri niye kendim yapmayım dedim ve kendimi prodüksiyonun içinde buldum.

Şu an geldiğim noktada kendime prodüksiyon ve yazım anlamında oldukça güveniyorum. Tabii ki kendimi yeterli görmüyorum, gelişmeye ve öğrenmeye devam ediyorum, bu yolculuğun gerçekten sonu yok. Yolculuğum devam ettiği sürece de sıkıntım yok.

 

 

Bu noktada ilk eserlerin çıkışını da Eureka ismi ile yapıyorsun, ben senle ilgini en çok bunu merak etmişimdir, neden Eureka?

İlk başlarda kendi ismimle yapmaya başlamıştım Kadri Abim ama o kadar kötü ve saçma şeyler yayınladım ki daha sonrasında şarkıları ve hesabı sildim. Beni kimsenin tanımadığı ve bilmediği bir kimliğin arkasına saklanmak istedim. Böylece insanların önyargıları ve taraflı bakış açılarından kurtulabilir ve özgür olabilirdim. “Eureka” olduğumda her şey sıfırdan başladı. Onunla bambaşka bi çevre yarattım kendime. Bu terimi ilk duyduğumda üniversite okuyordum, çılgın bi hocamız bizi mitolojiden, sinemaya, fotoğraftan edebiyata sürükler resmen ufkumuzun sınırlarını zorlatırdı. Ondan çok şey öğrendim biri de Eureka oldu. Okunuşu Yureka ve ben büyük bi keşif için yola çıktığımı biliyordum. ( Eureka (veya ‘Heureka’; Yunanca: εὕρηκα/ηὕρηκα, Evreka şeklinde okunabilir) Arşimet’e atfedilen ünlü bir ünlemdir. Söylentiye göre şekilsiz bir cismin hacminin, suya battığı anda su hacmindeki değişikliği bularak bulunabileceğini keşfettiğinde banyodan çıplak bir şekilde sokağa fırlamış ve sokaklarda koşarken bu ünlem sözcüğünü haykırmıştır. Sözcük “(Onu) buldum!” benzeri bir anlama sahiptir. Bunun sonucu “Eureka!” bir keşfi kutlarken kullanılan bir ünlem halini almıştır. )

 

 

Şimdi 2021 yılına dönelim ki senin için önemli bir sene; ilk çalışmalarını o yıl içinde yayınlamaya başlıyorsun, devamında kurucusu olduğun Bemolship Music bünyesinde yapımcı, prodüktör olarak da başka müzisyenleri destekliyor ve onların yolculuğuna da tanıklık ediyorsun ve çıta giderek yükseliyor, neler değişmeye başlıyor hayatında.

Eureka olarak ilk işimi 2021 sonlarına doğru çıkarmıştım, onun öncesinde prodüktör olarak ben ve Beercxnt Bemolship’i oluşturmuştuk, kendi kendimize işlerimizi yayınlayabileceğimiz ufak bi grubumuz olsun istemiştik. 3. Sınıf bi distribütör ile işlerimizi yayınlıyorduk sonrasında 2022 yılının ağustos ayında daha fazla ciddiye alınmak için resmi olarak şirketi kurup büyük bi distribütörle anlaşma sağladım. Sevdiğimiz ve inandığımız dostlarımızla herhangi bir ticari kaygı gütmeden işlerimizi yayınlamaya devam ediyoruz. Biraz klişe olacak ama bir aile gibi olduk ve birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. Çünkü gerçekten böylesine acımasız bir ortamda bir aileye sahip olmak çok değerli ve zorluklara karşı daha güçlü hissetmemizi sağlıyor. Genel anlamda hayatım daha hareketli ve heyecanlı bi hal aldı, yeni çıkacak her işte çok büyük heyecan taşıyorum. Çevreden de çok güzel tepkiler alıyoruz, bize katılmak isteyen bir çok genç kardeşimiz oluyor, fakat şimdilik kemik kadro olarak kalmaya özen gösteriyoruz, bir çok şeyle tek başıma ilgilendiğim için yetişmek çok zorlaşıyor, çok hızlı bir piyasa için çalışıyoruz.

 

Hiphop, rap, trap… Müziğin bu üç tarzını konuşmamız gerekirse bunları bağımsız ya da bir arada nasıl değerlendirebilirsin, herhangi birine bir aitlik durumu olacaksa en çok hangisinin içindesin ya da bu soundlar birbiri ile ne kadari iç içe ya da ne kadar bağımsız hem senin müziğinin hem de genel müzik kalıplarının içinde?

Hip-Hop/Rap temel olarak bi genre, trap ise subgenre olarak geçiyor, şu an her şey iç içe geçmiş durumda, bazı kaynaklarda Trap’in daha melodik oluşuyla ayrıldığı söyleniyor ama melodik vokal ile oldschool rap olarak da anılan boombap rap ritimlerinin üstüne de melodik okuma yapılabilir. Şu an trap altyapılar üstüne de melodik olmadan boombap ritim okuyan bir sürü insan var. Bu bence kendinizi nereye ait hissettiğiniz ve kendinizi nasıl tanımladığınızla alakalı bi durum. Müzikte yenilikçi olmak ve yeniliklerden haberdar olmak, onlara uyum sağlamak çok önemli, aynı zamanda tarihin tekerrürden ibaret olduğunu da unutmamalıyız. Yeni şeyleri sentezlemek ve farklı bi şeyler yaratma arzusunu temel alsakta insan kulağının alışık olduğu bazı temel nüanslar var. Bunları dikkate alarak aynı potada hepsini eritmeye çalışıyoruz. Ben kendimi Alternatif Rap olarak konumlandırıyorum. Tam anlamıyla ben sadece bunu yaparım diyemiyorum ve sanat anlamında çok keskin sınırlar çizmeyi doğru bulmuyorum. Müzik ve sanat her gün başka başka şeylere evrilmeye devam ediyor ve bizde onu kendi bakış açımızla ele alıyoruz.

 

 

“Eureka şarkılarında genellikle teenage bakış açısı taşır ve dinleyici olarak genç kitleyi hedefler. Yaşadığı kimlik bunalımlarını, aşk acılarını, dolu, duygulu ve coşkulu ruh hallerini, içinde; dışavurmak istediği tüm duyguları söz, yorum ve altyapılarla öne çıkarmaya çalışır.” demiştin bir bülteninde. Peki müzisyen böyle bir net yorum çizmeli mi,yaş değil de ruh yanından böyle bir kitleyi hedefledin diye umuyorum yanılıyor muyum, bunun yanıtını alınca bu söyleminden devam edeceğim :)

Kadri abim kesinlikle haklısın, çok net yorumlar yapmak doğru değil. İfade etmek istediğim sizin de söylediğiniz gibi o heyecanlı ve coşkulu ruha sahip insanlar. Yaşıtlarımca ve çevremden yola çıkarak bunu onlarda göremiyordum. Daha sonralarında ise sizler gibi güzel insanlar hayatıma girdikçe ve tanıdıkça bakış açım ve söylemlerim değişti. Belki hiç büyümek istemiyor oluşum beni buna yöneltti. Yazılanın derinliğine sadece gerçekten yüreğiyle hareket edebilenler erişebiliyor. Sadece sanatçının ne anlattığı ve ne söylemek istediği önemli değil, dinleyicinin gerçekten anlatılanı kendi üstünden sahiplenmesi ve yaşayabiliyor olması gerekiyor. Buna daha fazla özen gösteriyor ve daha derine inmek adına işlerimde çaba sarf ediyorum. Çılgınlar gibi bağırıp şarkı söyleyebilen o güzel insanlara selam olsun. :)

 

 

Yaşanan kimlik bunalımı, aşk acıları, ruh halleri ya da bunu çeşitlendirelim baskılar, ülkenin her anlamda içler acısı halleri tüm bunlar müzikte ilhamın, peki bir şarkın hayata nasıl geçiyor, ilk kaleme alıyorsun ve sonra mı müziği üstüne çıkıyor yoksa birlikte mi gelişiyor, bir şarkıya ne zaman son noktayı koyuyorsun, bittiğinde ilk kim dinliyor ve yayınlanana kadar ve devamında seni nasıl bir heyecan bekliyor?

Genellikle vermek istediğim duyguya göre altyapıyı hazırlıyorum, bunu yaparken söz yazmaya başlamış oluyorum. Eğer yeterli liriği yazamamışsam kulaklıklarımı takıp sadece yazmaya ve hikayeye odaklanıyorum. Ev stüdyom olduğu için ilerleyiş kolay oluyor ve yaptığım işleri hemen kayıt alıyorum. Kayıt esnasında sözler ve tonlar değişebiliyor. Bazen önceden yaptığım altyapıların üstüne yazıyor ve kayıt alıyorum. Şarkıyı ilk kız arkadaşıma sonrasında grup arkadaşlarıma dinletiyorum. Daha sonra projeden emin olursak Mix ve Mastering işlemleri için teslim ediyoruz. O sırada şarkı için gerekli kapak tasarımlarını yapıyoruz. Benim en heyecanla beklediğim kısım mix-mastering sonrası ve kapağı hazırlamak oluyor. Fotoğraf çekimi ve olacaksa Müzik Video hazırlanması da beni çok heyecanlandırıyor. Şarkı çıkana kadar saatleri sayıyorum heyecandan Kadri Abim.

 

 

estfvce, false, Afil, G-khan gibi müzisyen arkadaşlarınla da ortak buluşmalarınız var müzikte ve görüyorum ki sosyal medyanda da birçok dinleyicin, takipçin var ve genel olarak seninle de ortak bir iş yapmak isteyen birçok kişi var; bu buluşmaları konuşalım mesela ki en son “Alfred Hithock”ı dinledik bu şekilde. Nasıl bir araya geliyorsunuz, bu ortak işler ne kadar kıymetli, özellikle bir gün böyle bir araya gelmek bir feat., düet yapmak istediğin isimler var mı?

Eksik olma Kadri abim o sizin güzel görüşünüz, elimden geldiğince sosyal medyayı aktif kullanmaya ve işlerimi yeni dinleyicilere ulaştırmaya çalışıyorum. G-khan ile yine sosyal medya aracılığıyla tanışma imkanı buldum, kendisi İzmir’in en eski ve en iyi rapçilerinden biri. Kendisiyle ilk görüşmemizde bu şarkıyı yaptık. Her şey anlık oldu ve o gün bana ve müziğime bir çok şey kattı. Ortak işler gerçekten çok değerli, hem müzikal hem de kişisel olarak insana bir çok şey katıyor. Keza diğer dostlarım False, Afil ve Eastfvce ile daha öncede bir çok projede beraber çalıştık. Prodüktörlük yaptığım için bir araya gelmek ve çalışmak oldukça kolay oluyor. Çoğu zaman yüz yüze gelmiyoruz bile. Önümüzde ki dönemlerde bir çok yetenekli dostum ile daha çok ortak işler gelecek. Düetten daha çok sanatçıların altyapılarında bulunmak istiyorum ama Ezhel ve Koal ekibiyle ortak bir proje yapmayı gerçekten çok isterdim, onlardan öğrenecek çok şey var.

 

 

Çalışmalarını dinledikten sonra şarkın özellikle nakaratları ile mesela kafamda sürekli dönüp duruyor yani bir şekilde bir sihri var müziğinin ve bu birçoğundan ayrılıyor, peki sana gelen tepkiler genellikle nasıl, ülkemiz müzik sektörünü nasıl değerlendiyorsun ve sen ne kadar içindesin, olan biteni nasıl takip ediyorsun?

Değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum Kadri Abim, özellikle nakarat kısımları için dile takılabilecek ve tekrarlı olmasına çok dikkat ediyorum, hedefimin yerini bulmasına oldukça seviniyorum. Genellikle bununla alakalı güzel yorumlar alıyorum, tabi ki müziğim hakkında kötü yorumlar ve eleştiriler geliyor, değerli olanları dikkate alıp kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Sektör içerisinde çok kötü niyetli insanlar var ama sizler gibi melek insanlar sektörü çekilir hale getiriyor. Sektör gerçekten çok fazla tuhaflıklar barındırıyor hatta buna zaman zaman sitemlerde bulunuyorum, çok değerli ve güzel işler geri planda kalıyor ve umursanmıyor. Dinleyiciyi kötülemek bu anlamda yanlış, çünkü dinleyiciye zaten dayatılan dinlettiriliyor. Yarın ben mainstream olsam bunları söylemekten vazgeçmem. Müzik bence sonu olmayan bedensel ve ruhsal bi yolculuk, bunun içinde olmak bana yaşam enerjisi veriyor. Olan biteni sosyal medyadan takip etmeye çalışıyorum ayrıca sizin sayenizde bir çok yetenekli sanatçı keşfedip dinliyorum.

 

 

ve gelelim önümüzdeki sürece, arayı çok açmadan şarkılarını yayınlamaya devam edeceksin öyle değil mi, peki neler bekleyecek bizleri adına, devamında planların ne bu sene içinde olsun birkaç sene sonrası adına, sahneler olacak mı mesela ya da başka projeler? Sadece şarkılarını değil prodüktör yanın adına da sürecini, planlarını öğrenmek istiyorum.

Bu aralar çok güzel bir ilhamla çok sıkı çalıştım Kadri Abim. Şarkılarım 2024’e kadar her ay yayınlanması için hazır, ekstra olarak prodüktörlüğünü yaptığım 3-4 işe konuk sanatçı olarak yer alacağım. Hayalim bi ep ve albüm hazırlamaktı fakat sound her gün geliştiği için kendimi daha iyi bir hale getirene kadar hepsini rafa kaldırdım. Bir kaç etkinlik için görüşmelerimiz oldu, kendimi daha bunun için hazır hissetmiyorum ve gerekli kitleye sahip değilim, en büyük hayalim sahne, umarım doğru zamanda doğru yerde. Bir sürpriz olmazsa prodüktörlük koltuğuna oturduğum yaklaşık olarak 10 iş daha bu sene çıkmış olacak. Hayallerimin arasında kendi kitleme ve d

 

 

 

İlk aldığın albümü hatırlıyor musun?

Hala dinliyorum Kadri Abicim: Eric B. & Rakim – Don’t Sweat the Technique

 

Tarzının dışında kimleri dinliyorsun mesela, en son hangi şarkı seni etkiledi?

Kadri Abim genellikle ayırt etmeden her şeyi dinlerim, yeni şarkılar ve sanatçılar keşfetmeyi çok seviyorum. Çoğunluğum rap, r&b, rock ve soul jazz. Son zamanlarda bu grubu keşfettim ve sürekli dinliyorum;

The Meltdown – Side by Side

Vazgeçemeyeceğim albüm; Amy Winehouse – Back to Black. Ablamla deliler gibi dinlerdik, şimdi onun anısına arada ben dinliyor ve onu anıyorum.

Bugüne kadar söylediğin şarkılar içinde en özeli hangisi oldu, ayırmak zor olsa da bir isim bekliyorum ????

“Gitme Daha Erken” son zamanların en özel işlemde biri oldu abim???????? Ama sırada bir parça var, gerçekten en özeli bu oldu Kasım ayı gibi çıkmasını bekliyoruz, sizinde beğeneceğinizi düşünüyorum❤️

 

 

Ya özel hayatın, hayatının diğer renkleri neler, nelerle mutlusun, nasıl bir dünyan var?

Kadri abim evde çekirdek bi aileyiz; kız arkadaşım, ben ve minik kedimiz Miniko. Kız arkadaşım moda tasarımcısı, şarkılarımın kapaklarını eksik olmasın o çiziyor. Film izlemeyi ve filmler üzerine konuşmayı çok seviyoruz, onun dışında işlerimiz için beraber kreatif fikirler üretmeye ve uygulamaya çalışıyoruz. Şükürler olsun mutlu bi hayatımız var, yemek yapmayı ve çalışmadığımız sürece gezmeyi çok seviyoruz. Arada yeğenlerimle vakit geçirmeyi çok seviyorum onlar bu hayatta ki en değerlilerimden. Hem amcayım hem dayı.

 

Efe bir şiirini paylaşsak mı buradan?

 

Bak yarın güneş tekrar doğacak

Sen bu tepedesin nereden baksan

Baksan göreceksin dokunduğun her şeyin güzelleştiğini

Ve gelişi güzel yerleştirilmiş hayal kırıklıklarından sıyrılışını.

Boş ver bugünün umutsuz oluşunu

Oysa söylemiştim

Sen farkında değilken

Her gülümsemenin umut ışığı olduğunu “Dar sokakların en ücra köşelerine”

Gülümse, gülümse ki bu savaş açmaktır dünyadaki tüm zorluklara

Ve hiç biri senden daha güçlü olmadı herhangi bir zaman diliminin içinde.

Bu gözlerinde ne var bilmiyorum

Onlar yarıp geçiyor yolunda gitmeyen her şeyi

Aynaya bak lütfen,

Yollar uzuyor hep

Yollar uzasın çünkü yanında olmak şanslı olmaktır

Yakınındayım ve elimi ne zaman uzatsam sen varsın

 

Yanındayım, kötü olan ne varsa çoktan geri kalmıştır.

Yanımdasın.

 

Şansızlıktan bahsediyorduk

Yolunda gitmeyen her şeyden

Terssin çünkü bu bizim olayımız

Acılar içinde kıvranıyoruz sürekli

Daha mı güçlüyüz ölmediğimiz için?

Bilmiyorum ama senin yüzünden

1 gün daha fazla yaşamam gerektiğini biliyorum

Nasıl da olur her şey bu kadar tersken

Bilmiyorum lütfen tut elimden

1 gün daha yaşayalım

Bu aptal güneş bile her gün aynı yerden doğup batıyorken

Ve yalnızca senin gözlerinin içinden daha anlamlıyken

Konu sen olduğunda korkularım beni hala köşeye sıkıştırıyorken

Adını her andığımda gözlerimin dolması boşuna değil

Bunun normal olduğuna kim inandırabilir

Elini ne zaman uzatsan oradayım

Çünkü vakit bu işte; hep seni gösterir.

Bir gecenin sabaha ne kadar uzun olabileceğini

Hangi paralel evrende kaçıncı kez denk geldiğimizi.

 

Kimsesiz ölmeyeceğim sayende

Kirpiğinden bir damla yaş geldiğinde

Biliyorsun ölümle burun buruna gelmek demek bu

Buraya kadar gelmiştir şu an, gözlerin doludur

Bir silahın mermiyle dolu olması kadar tehlikeli

Her ne olsa kalbime inecek çünkü

Bütün problemlerin listesini yapman için bekliyor olacağım

Elini ne zaman uzatsan çözmek için oradayım

Yine ve yeniden güneşi doğurmak için gözlerinden.

 

 

Ve son olarak bir şarkı seçmeni istiyorum ki onunla veda edelim ama tam da şu anının ya da bu gününün, bu zamanın ruh hali olsun istiyorum.

Her şey için çok teşekkür ediyorum Kadri Abicim!

Ilgen-Nur – 17

 

 

 

İnstagram Twitter Youtube
Müzik Ekspres söyleşileri kaldığı yerden devam ediyor. Bu kez uzun zamandır takibinde olduğumuz ve çalışmalarını paylaşmaktan keyif duyduğum bir müzisyen dostum konuğum oluyor, rotamız İzmir'e çevriliyor ve Eureka'yı sayfalarımızda ağırlıyoruz. Eureka yani Efe Can Doğan genç yaşta müzikten beslenerek yola çıkan ama daha sonra fotoğraf eğitimine devam eden, bu süreçte şiirler yazıp iki kitap çıkaran ve en son prodüktörlüğe soyunarak kendi şarkılarını da hayata geçiren genç bir müzisyen arkadaşımız. Birçok yerden birbirimize çok benziyoruz aslında. Gelen tüm bültenleri inceliyor, şarkıları dinliyorum ki birkaç çalışması sonrası fark ediyorum heyecanını ve hızını. Bir şekilde her şarkısından sonra çıtayı yükseltiyor ve bir önceki…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.78 ( 4 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*