EDİTÖRDEN
Anasayfa / Genel / Ufuk Beydemir

Ufuk Beydemir

Şubat ayının ilk günlerinde gerçekleştirdik bu söyleşiyi  ve hemen üçüncü gününün ardından yayına hazırlama sürecine girmişken tam da bir deprem haberi ile uyandık. O deprem ile birçok insan uyanamadı maalesef, evet ülkemizde zaten olaysız bir gün hatta bir ay, bir mevsim de yoktu. Sel felaketleri, yangınlar, depremler, kazalar her zaman bizim korkumuzdu ama elbette ama bu kez evet başkaydı. İlk anda bunun belki farkına varamadık ama öğrendik ki yüzyılın en büyük felaketini yaşıyoruz ve maalesef bir şey yapamıyoruz.

Deprem on ilimizde on binlerce canımızı aldı. Rakam öyle büyük ki mutlaka hepimiz bir tanıdığımızdan ya da onlarla bağlantılı birilerinden bir çaresizlik, bir ölüm haberi aldık. Elimizden ne geldiyse ama yerinde ama bulunduğumuz şehirde sosyal medya üzerinde hepimize bir görev düştü, hepimiz bir şeyler için çabaladık, bir can kazandık bin mutlu olduk.

Pandemi süreci üzerinden yeni yeni toparlanan bir düzenin içindeyiz, sanatın. Öyle ki bu kez ekonomik şartlar bizi vurdu ki eskisi gibi çok fazla kendimizi her yere savuramadık, bir şekilde içimizdeki heyecan eksildi sanki ama devam etmeliydik. Bu söyleşide de olduğu gibi konuğum da yeni şarkısını yayınlamıştı mesela ve bu ay içinde konserleri olacaktı birçok şehirde. Elbette hepsi ertelendi; düşünün bu söyleşiyi gerçekleştirdiğimizde 40 bin’i aşkın insanımız yaşıyordu, paylaşıyoruz şimdi sizlerle ama o insanlar artık yok.

Sevgili Ufuk Beydemir; çalışmalarını başından takip ettiğim ve geldiği noktada enerjisini ayrı bir şekilde sevdiğim müzisyenlerdensiniz. Müzik Ekspres sizinle okurlarımızı buluşturmaktan çok mutlu oldu. Siz yine güzel şarkılar söyleyin, biz yine buluşalım güzel sohbetler edelim, acıları beraber sarmaya çalışalım müzikle, Teşekkür ederim size ve sevgili Jeremy Müzik Yapım ailesine, sevgili Tuğçe Çığsar’a. İyileşeceğimiz güzel günlere.

Kadri Karahan

“Vuruldum” isimli son şarkınız henüz çok yeni dinleyicisi ile buluştu ve önümüzdeki günlerde konserlerinizde de  dinleyeceğiz. Şarkınızda punk ve rock soundlar hakim  ve düzenlemesinde olsun tamamında kocaman da bir ekip var arkasında. Yeni yıl ve yıla dair ilk şarkınız, heyecanı nasıl? 

Keyif alarak yaptığın işin insanlar tarafından dikkate alınması çok değerli. Yeni yıla bu şarkıyla başlamış olduk, yıl içinde birçok yeni şarkıyı dinleyicimle paylaşacağım.

Siz üretken bir müzisyensiniz ki geçen seneye döndüğümüzde de yeni şarkılarınız yanında eski şarkılarınıza akustik ya da versiyonlar sundunuz ki bir müzisyen olarak sizi daha yakından tanımamız gerekirse, nasıl bir ruh hali içinde kaleme alınıyor sözler ve nasıl notalara dönüşüyor, her şey ne zaman içinize siniyor ve yayınladıktan sonraki süreç size nasıl gidiyor?

Gitarımla kendime ayırdığım kıymetli özel anlarda bir şekilde bir şeyler çıkıyor ortaya, formülünü bilemiyorum. En keyifli kısmı da bu an oluyor. Sonra kafandakini kayda dökme ve finalde dinleyiciyle kavuşturma, buralar daha stresli ve sancılı dönemler. Ama hayal ettiğin şeyi yakalayabildiysen onun da bambaşka bir tadı oluyor tabii.

Albüm, single, EP derken biriktirdiğiniz şarkılarınız bir yana elbette ki sormamam olmaz “Ay Tenli Kadın” bir yana. Bu şarkının hikayesini bir kere daha size anlatıp yormayalım ama sihrine inanalım öyle değil mi bazı notaların. Ya da doğru zamanlara, doğru başlangıçlara; 17 yaşında yaptığınız bir şarkıdan bahsedecek olursak üstelik; ilk sürecinde böyle bir ilgi bekliyor muydunuz, dinlemeler çoğaldıkça neler hissettiniz, neden çok yakın hissetti herkes kendini bu şarkıya?

Bu soruların cevapları bende de yok. Zaman zaman ben de düşünüyorum cevaplarını. Böyle bir ilgi beklemiyordum bu şarkıya karşı, hatta başka şarkılarıma daha çok ihtimal veriyordum. Bazen zamanlama da şarkı kadar önemli herhalde, zamanlaması doğru oldu diyelim.

Ama elbette devamı gelecekti ve geldi de. İlk albüm “Sevda Gibi”yi “Kristal Oda” albümünüz izledi ki şimdi olduğu gibi tek şarkı ile yola çıkalım olayı değildi kuşkusuz. Albümlerin heyecanı, soluğu başkaydı. Sizin için nasıldı bu albüm süreçleri, daha fazla klip devamında konser demekti. Bir müzisyen olarak neler yaşadınız, neler deneyimlediniz, nasıl anılar biriktirdiniz?

Açıkçası ilk iki albümüm çok da hayal ettiğim gibi olmadı sound anlamında, ikinci albümden sonra zaten pandemi süreci başladı. Ben de bu boşlukta kendi stüdyomu ve prodüksiyon şirketimi kurdum, bu bana müziğimi istediğim gibi yönlendirme olanağı sağladı. Şu an çok daha keyifli üretim sağlıyorum.

Plastik sanatlar eğitimine başlayıp daha sonra rotayı antrenörlük eğitimine çevirdiniz ve derken müzik geldi. Sözler, besteler, yorum ve enstrümanlar derken artık bir stüdyonuz ve yapım şirketiniz var ve Jeremy olarak da müzik dünyasına birçok şarkı / müzisyen kazandırıyorsunuz. Günümüz müzik dünyası ya da piyasası size göre nasıl bir yerde, iyi iş demeniz için kriterleriniz nedir mesela? Siz bu hızlı akışa yetişebiliyor musunuz bir müzisyen ya da dinleyici olarak?

Sektörde olmama rağmen bu akışa yetişemiyorum. O kadar fazla duymadığım isim var ki. Bazıları ciddi dinlenmelere ulaşmış ama ilk kez duyuyorum. Dijital dünyayı sevmem imkansız, ben retro bir adamım. Sürekli güncel kal, yeni bir şey ver… Müzik tarihinin en kötü yılları yaşanıyor olabilir.

Antalya, Isparta, Denizli, Aydın, Kuşadası, İstanbul ve Ankara; şubat ayında sizi sahnede dinleyebileceğimiz şehirler. Sahnede olmak sizin için nasıl bir aşk, mutluluk. Bu konserlerde nasıl bir repertuar bekleyecek gelecek olanları. Önümüzdeki aylar adına planlar nedir, devam edecek öyle değil mi bu yolculuk?

Tabii ki Ufuk Beydemir şarkılarından oluşan bir repertuarımız var. Cover çalmayı çok fazla sevmiyorum. Şimdiye kadar Türkiye’nin yarısını gezdik konser vererek. Olabildiğince fazla şehre gitmeye çalışıyoruz.

Ekşi Sözlük’te hakkınızda yazılanlar ile ilgili yorumlara göz attım. Hadi o yorumlar için bir şeyler söyleyin ?
  • adam yakışıklı, yetmiyor tak böyle bir durumdan hemen yaratıcılığını ortaya koyup güzel bir iş çıkartıyor ortaya…” ya da “lan ne adamlar var be kadın olsam direkt aşık olurdum.”
  • “burayı okuyorsan eğer tarzından ödün verme ve herkes gibi olma sen geçmişi sürdüren son sanatçılardan birisisin buna devam et.”
  • “elinde taylor’ı ile way down we go’nun hakkını fazlasıyla vermiş insan. şarkının coverında dünya’da zirve yapmış görünüyor. benzer coverlar yaparak dünya çapında ses getirebilir. ses rengi ve aralığı buna çok müsait. insan her zaman kendi anadilinde yeni bir şarkı yapıp fark yaratacak diye bir şey yok”
  • tamirci çırağı yorumunu oldukça beğendim. bu tarz anadolu rock tarzı işleri daha çok yapar umarım.

 Çok teşekkür ederim, torpil geçilmiş biraz. :)

ve son olarak kısa birkaç sorum daha var ?
İlk aldığınız albümü anımsıyor musunuz mesela?

 Syd Barrett – Barrett

Kimler müzikleri ile her daim vazgeçilmez oldu sizde? Kimlere ayrı bir hayranlığınız var?

The Black Keys. Davulcusuyla sosyal medyada takipleşiyoruz, neden olmasın? :)

Bir gün için sahnede olsun şarkı üzerinde çalışmayı özellikle istediğiniz bir müzisyen var mı?

Bütün 90’lar Seattle grunge müzisyenlerini söyleyebilirim.

Hayatınızın diğer renkleri nedir, müziğin sustuğu yerde neler olmazsa olmazınızdır?

 Spor. İçimdekileri müzikle atamadığımda fiziksel aktiviteyle enerjimi boşaltma ihtiyacı duyuyorum.

ve sevgililer günü geliyor mesela, aşka dair bir şarkı ile son verelim söyleşimize ve aşk şarkısı denince aklınıza hangisi geliyor, onu armağan edin bize ?

 Harvest Moon. Düğünümüzde de dans şarkımızdı.

Şubat ayının ilk günlerinde gerçekleştirdik bu söyleşiyi  ve hemen üçüncü gününün ardından yayına hazırlama sürecine girmişken tam da bir deprem haberi ile uyandık. O deprem ile birçok insan uyanamadı maalesef, evet ülkemizde zaten olaysız bir gün hatta bir ay, bir mevsim de yoktu. Sel felaketleri, yangınlar, depremler, kazalar her zaman bizim korkumuzdu ama elbette ama bu kez evet başkaydı. İlk anda bunun belki farkına varamadık ama öğrendik ki yüzyılın en büyük felaketini yaşıyoruz ve maalesef bir şey yapamıyoruz. Deprem on ilimizde on binlerce canımızı aldı. Rakam öyle büyük ki mutlaka hepimiz bir tanıdığımızdan ya da onlarla bağlantılı birilerinden bir çaresizlik,…

Genel Bakış

0

Kullanıcı Oylaması: 4.9 ( 1 oy)

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*