EDİTÖRDEN
Anasayfa / SÖYLEŞİLER / Gizem Berk

Gizem Berk

Lise yıllarında bir müzik grubunda şarkı söylemeye başlıyorsunuz ki tamamı İngilizce bir de albüm yayınlıyorsunuz. Adınıza bu ilk adımlar, o ilk günler, sahneler ve bu albüm bugün nasıl anımsanıyor peki, bugüne alınan yolda size neler kattığını düşünüyorsunuz?

Bir lise “cover” grubu olarak,1996 da başlayan serüvenimiz; 16-17 yaşımızda İstanbul’da kendi parçalarımızın kayıtlarıyla devam etti. 1998 yılında Hammer Müzik etiketiyle de albümümüz yayınlandı. Parçalarımızın müzikalitesi başta yaşlarımız göz önünde tutularak eleştiriye açık olmasına rağmen oldukça güzel tepkiler aldık. 1998 yılında keman ve bayan solisti olan “gotik-doom-rock” bir gruptuk sonuçta :) O dönemde yerli “Gathering” diye anılmışlığımız çoktur :)

Birçok rock dergisinde, fanzinlerinde hatta dönemin en popüler televizyon rock programı olan “Rock Market”te yer aldık. Bunlar o zamanlar için büyük tecrübeler, büyük heyecanlar ve takdire şayan bir başarıydı. Yıl 1998’in sonu olup, üniversite zamanımız gelince, hepimiz başka yerlere dağıldık ve Ethereal Travel da dağılmış oldu.

Ben Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başladım. Yoğun geçen okul zamanımda yavaş yavaş boş vakitlerimde kendi bestelerimi yapmaya başladım. Hatta şimdi tanıştığınız “Elimi Bırakma”, 2000 yılında yazdığım parçalarımdan biri.

Solo bir albüm yapmak istiyordum, ancak bu konuda bana birilerinin güç vermesi gerekiyordu. O dönemde beni en çok teşvik eden kişilerin başında Güven Erkin Erkal gelir. Ethereal Travel’ın ilk günlerinden bugüne kadar bana hep destek oldu.

İlk solo albümüm 2003 yılının başlarında çıktı ve diş hekimliğinin en zor yılı olan son sınıfa denk geldi:)) Albüme dair en çok hatırlanan parçam olan “İkimiz”; yine duygusal, yine aşk dolu bir parçaydı.

Sonra diş hekimliği kariyeri ağır bastı ve ara vermek kaçınılmaz oldu…

Ancak geçen sürede her zaman aklımda yeni bir albüm vardı. Çünkü müzikle insanlara ulaşmak, sahnede olmak benim için en büyük keyif. Önceki deneyimler ise doğru ve yanlışı ayırt etmekte büyük bir tecrübe oldu.

Gizem Berk
Müzik olmazsa olmazınız ama bir yandan da diş hekimliği üzerine bir eğitim alıyorsunuz ve yine bu sürecin içinde ilk albümünüzü yayınlıyorsunuz. Beraberinde sözler yazıyorsunuz, besteler yapıyorsunuz? Peki nasıl bir dengede tuttunuz / tutuyorsunuz ikisi arasındaki ilişkiyi?

Müzik hayatımda hep en değerli yerde oldu. Kaçtığım, saklandığım, mutluluğumu paylaştığım sığınak oldu. O nedenle zaman ayırmak, bir denge kurmak hiç zor olmuyor. İnsan istediği, sevdiği her şeye zaman ayırabiliyor…

Geçen sene bir ikinci albüme hazır olduğunuzu hissediyorsunuz ve yazılan tüm sözler, yapılan tüm besteler ortaya dökülüyor, rock soundlarla hazırladığınız “Elimi Bırakma” isimli o ikinci albümünüz geçtiğimiz günlerde bizlerle buluşuyor. Nasıl bir hazırlık süreci yaşıyorsunuz ve kimler size bu yolculukta eşlik ediyor?

Albümün prodüktörlüğünü yakın arkadaşım ve birçok başarılı işe imza atmış Erkan Tatoğlu üstlendi.
2003 yılındaki ilk solo albümüm gibi, kendi bestelerimin içinden albümde yer alacak parçaları seçmeye başladık. Parçaları belirledikten sonra düzenleme aşamasına geçtik.

Şarkıların düzenlemelerini ise yine Erkan Tatoğlu ve Ferhat Şahin yaptı.

Kayıt aşamalarında klavyeleri Ferhat Şahin, basgitarları Cüneyt Karayalçın, davulları Derun Tekelioğlu, gitarları Doruk Baykal ve viyolonselleri Erkan Özbek çaldı. Oldukça planlı, hızlı ve keyifli bir kayıt süreci geçirdik.

Parçaların kayıtları ve ilk miksleri tamamlanınca, ilk durağımız ADA Müzik’in sahibi Bülent Forta oldu ve yollarımızı birleştirme kararı aldık.

Aşklar, ayrılıklar, sorular, sorgular özetle bu albümde hayatın içindeki her gerçek var, peki bu şarkılar nasıl ruh hallerinde doğdu, şarkılara kendiniz ve gözlemledikleriniz nasıl ilham oldu?

İnsan aşık olunca, haykırmak ister sevincini… Gözümüz başka şey görmez, bir gün fazla gelir ayrı kalmaya… Aldanır yada aldatılırız bazen; lanet eder ama ayakta kalmaya çabalarız… Kendimizle hesaplaşmaya girişiriz zaman zaman… Cevabını bulmaya çalıştığımız sorular sorar, geçmişi kurcalarız… Etrafımızda yaşamlar son bulur, biz güçlü durmaya çalışırız… İşte bunlar hepimizin başına gelmiş, gelmeye de devam eden şeyler… Müzik ve sözler ise bu duygular içerisinde bize eşlik eden en yakın dostlardan biri oluyor. Ben de dinleyicilerle dostça yaşamımı paylaşıyorum. Hayatın kendisi zaten en büyük ilham kaynağı :)

Albümünüze adını veren şarkı aynı zamanda çıkış / ilk klip şarkınız. Görebildiğim kadarı ile sosyal medyada bir hayli de paylaşıldı, dinlendi şarkınız, nasıl geri dönüşler oldu size, nasıl yorumlar aldınız?

Şu ana kadar çok güzel tepkiler aldık. “Elimi Bırakma” her türlü dinleyici kitlesinin de beğenisini topladı. 1998 yılından ve 2003 yılından dinleyicilerimle de tekrar buluşuyoruz. Araya zaman girse de hatırlanacak işler yapmış olmak çok keyif verici.

Ve belirtmeden geçmek istemeyeceğim bir detay daha var ki siz Ankara’da yaşıyorsunuz. Bu albüm orada doğdu, oradan ses verdi bizlere. Bizler görüyoruz ki burada, İstanbul’da büyük, yoğun bir akış var, sanki her şey daha kolay, daha akıcı. Biraz öteden bunu gözlemlemek nasıl adınıza, artıları ile eksileri ile nasıl adınıza olmak Ankara’da?

Ben 5 senesini aslında İstanbul’da geçirmiş, ilk albümünü İstanbul’da kaydetmiş ve orada yaşarken çıkartmış bir insanım. Hatta başta “Elimi Bırakma” olmak üzere bu albümde yer alan bazı parçaları da İstanbul’da yaşadığım yıllarda yazmıştım. Onun için İstanbul’un bende büyük etkileri oldu.

Ancak Ankara’da yaşamak elbette İstanbul’a göre daha yavaş, daha sakin. Bir müzisyen için en güzel şeylerden biri eski dostlarıyla, iyi anlaştığı, müzik adına aynı dili konuştuğu müzisyenlerle çalışmak. Bu açıdan Ankara benim için vazgeçilmez.

Gizem Berk
Peki bir dinleyici olarak nasılsınız, kimler vazgeçilmeziniz, kimler sizin dünden bugüne hayatınızda önemli bir yerde eserleri ile? Birlikte bir gün çalışmayı istediğiniz, bir projede yer almayı dilediğiniz, hani hepimizin vardır ya hayatında böyle özel isimler, siz adına kimler?

Elbette Türkiye’den birçok müzisyeni keyifle dinliyorum ancak ilk aklıma gelen en sevdiğim müzisyenlerin başında Anouk, Bush, Alanis Morissette, Evanescence, Korn, Anneke van Giersbergen ve HIM var sanırım.

Ve elbette Pink Floyd, Led Zeppelin, Deep Purple ve Janis Joplin.. Bunlar benim ailemde en çok dinlenen ve müzikleri içinde büyüdüğüm gruplardı…

Anlayacağınız oldukça geniş bir rock yelpazesi :)

Beraber çalışma hayalim gerçek olacaksa, sanırım ilk tercihim Bush’un solisti Gavin Rossdale olurdu :)

Önümüzdeki günler adına bizi, sizi neler bekleyecek, sahneler ile dostluğunuz nasıl, önümüzdeki günlerde bu şarkıları canlı canlı dinleyecek miyiz sizden? Yine beraberinde yeni klipler gelecek mi, mesela bir ikinci şarkı klip için belli mi?

İkinci klip için henüz bir karar vermedik, belki dinleyicilerimiz bize yardımcı olur.

Konserlere mayıs ayında Ankara’dan başlıyoruz. Tarihleri yakında sosyal medya hesaplarımızdan ve web sitemizden duyuracağız.

Bir ilk albüme göre bir ikinci albüm sanki daha çok önemli bir yerde, siz de öyle düşünüyor musunuz, çünkü hayatın birçok tesadüf yanı vardır ya, ilk sunulan her şey adına çok fazla yorum yapamayız ama devamında bizi neler bekleyecek onu daha çok merak ederiz sanki? Bu ikinci albüm siz adına ilk albüme göre nasıl bir yerde, neler demlendi süre içinde?

Elbette bir olgunluk dönemi işi bu albüm ilkine kıyasla. İlk solo albümümde 22 yaşında bir üniversite öğrencisiydim. Prodüksiyonumun üzerinde o tarihte çalıştığım şirketin ve aranjörlerimizin etkileri daha fazlaydı.

Ancak bu albümde her şeye daha hakim ve uzun zamandır bu sürecin hayalini yaşayan bir kişi olarak yer aldım. Erkan da yıllardan beri tanıdığım, müzik zevklerimizin örtüştüğü birisi olunca, düşlediğim düzenlemeler ortaya çıktı. Oldukça uzun saatler, çok titizlenerek çalıştık.

Gizem Berk
Müzik adına elbette konuşacağımız şeyler bitmez, tükenmez ama biz müzisyen dostlarımızın o müziğin kısacık da olsa sustuğu anlarında hayatlarında neler oluyor, bitiyor onları da çok merak ediyoruz ve son olarak hep bunu soruyoruz. Hayatınızın diğer renkleri nelerdir, dünyanızı başka neler tamamlar; neler olmazsa eksinizdir, neler ilginizdir, neler değildir gibi akla gelebilecek her şey, nasıl bir özet bekler bizi?

Seyahatsiz bir hayat düşünemiyorum :) Farklı ülkeleri, değişik kültürleri yaşamak benim için vazgeçilmez.

Ayrıca lazer diş hekimliği ile ilgili bilimsel çalışmalar yapmak da benim için çok önemli. Yeni teknikler bulmak, bunlar üzerinde çalışmak, sonra bunları dünyadaki meslektaşlarımla paylaşmak ayrı bir keyif.

Evde tek başına geçirilen boş vakitlere gelince, kriminal ve polisiye diziler ve kitaplar en sevdiklerim. İlk aklıma gelen favori dizilerim arasında NCIS serileri, Person of Interest, Mentalist ve Bones var :) Aynı tür kitaplarda ise Micheal Connelly hemen hemen tüm kitaplarını okuduğum favori yazarım.

Ve elbette dostlarım, ailem ve köpeğim Fıstık! 3. kuşak, ilk köpeğimin torunu beyaz cüce :) Bu üçleme olmadan yaşam çok zor olurdu…

Gizem Berk

Gizem Berk
Elimi Bırakma / Ada Müzik

 

 

 

Lise yıllarında bir müzik grubunda şarkı söylemeye başlıyorsunuz ki tamamı İngilizce bir de albüm yayınlıyorsunuz. Adınıza bu ilk adımlar, o ilk günler, sahneler ve bu albüm bugün nasıl anımsanıyor peki, bugüne alınan yolda size neler kattığını düşünüyorsunuz? Bir lise "cover" grubu olarak,1996 da başlayan serüvenimiz; 16-17 yaşımızda İstanbul'da kendi parçalarımızın kayıtlarıyla devam etti. 1998 yılında Hammer Müzik etiketiyle de albümümüz yayınlandı. Parçalarımızın müzikalitesi başta yaşlarımız göz önünde tutularak eleştiriye açık olmasına rağmen oldukça güzel tepkiler aldık. 1998 yılında keman ve bayan solisti olan "gotik-doom-rock" bir gruptuk sonuçta :) O dönemde yerli "Gathering" diye anılmışlığımız çoktur :) Birçok rock dergisinde, fanzinlerinde…

Genel Bakış

Kullanıcı Oylaması: 3.38 ( 5 oy)

Bir yorum

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*